İtalya muhabiriniz Slow Food Terra Madre (Toprak Ana) konferansından bildiriyor. Burada dünyanın her yerinden insanlar ürünlerini paylaşıyor, üretim-tüketim sorunlarını tartışıyor ve koruma politikaları geliştirmeye çalışıyorlar.
Bu konferansın bir parçası olarak Balkanlar ve Türkiye topraklarına özgü olan, yokolmasın diye korunan ve geliştirilen geleneksel ürün ve lezzetlerin haritası çıkarılmış. Ana görselde bulunan Türkiye ve Balkanlar haritasına baktığınızda ilk dikkat çeken (mizacınıza göre ya bardağın dolusu ya da boşu oluyor) haritadaki boşlukla renkli kısımlar arasındaki derin tezat. Siz Türkiye’deki devasa boşluğu mu görüyorsunuz, Balkanlar’daki cıvıl cıvıllığı mi?
Önce doluyu da görseniz, bir süre sonra Türkiye’deki boşluğa bakışlarınız gelip yerleşecek ve şu soruyu soracaksınız: Etiyle, sütüyle, meyvesi sebzesiyle, balıyla, yoğurduyla bunca övünen Türkiye’nin haritası neden boş? Bir batıya Ege’ye bakıyoruz, bir de doğuya, şükür kendi insiyatifleriyle ürününe sahip çıkan insanlar var.
Karadeniz’de bir tutam tahıl ve tütsülenmiş et var. Ege’de üzüm çeşitleri, meyve, ekmek, büyükbaş hayvancılık ve zeytin ürünleri (ısrarla ortadan kaldırılmaya çalışsalar da) var.
Doğu Anadolu’da ise, büyükbaş hayvancılık, bal ve peynir (mesela yaşasın Kars gravyeri! yaşasın karakovan balı!) üretimi var.
Ege ve Doğu Anadolu’daki bu ürünlerin ayrıntısına bir sonraki yazımda geleceğim. Üreticileri dinlemek kadar ilham veren bir şey yok sanırım…
Ama şimdilik şu sorularla aranızdan ayrılıyorum: Yüzlerce yıldır ekilen biçilen, medeniyetlerin beşiği denen bu Anadolu’da üretime ne oldu? Bu harita neden boş? Sirke, şarap, şifalı bitkiler, peynirler, yağlar, balıklar ve diğer tüm nimetler nerede? Bu harita neden boş? Bu harita neden boş? Bu harita neden boş? Bu harita neden boş? Bu harita neden boş? Bu harita neden boş? Bu harita neden boş?