Alican Kozoğlu'nun Vatikan Ankara büyükelçisiyle röportajı...

MEYDAN

Vatikan Büyükelçisiyle Röportaj: “Eşcinsel bireylere karşı değiliz, aile olmalarına karşıyız”

Vatikan karıştı malumunuz. Papa’nın 600 yıl içinde görevinden vaz geçen ilk papa ünvanıyla istifa etmesi (akabinde twitter hesabının boşaltılması), bunun için son yıllarda Katolik kilisesiyle daha da çok anılan pedofili/taciz suç ve davalarındaki artışın gösterilmesi, hatta sorumlunun Vatikan içine yerleşmiş gizli bir eşcinsel tarikat olduğunun filan söylenmesi… Yeni papanın seçilmesi için bütün dünyadan kardinallerin bir araya gelmek üzere olduğu bu günlerde Literal Affairs‘den Alican Kozoğlu, gidip Vatikan Büyükelçisiyle Ankara’da bir röportaj yapmış, papanın istifasını ve kilisenin LGBTQ bireylere bakışını kaynağından dinlemiş. Metin aşağıda:

 

 

27 Şubat günü, Ekselansları Vatikan Büyükelçisi Antonio Lucibello, Vatikan’la alakalı son olayları konuşmak için Vatikan’ın Ankara Büyükelçiliği’ni ziyaret etme isteğini büyük bir misafirpervelikle kabul etti.Aşağıda, kendisinin Emekli Roma Piskoposu XVI’ncı Benedikt, evrensel medyayı meşgul eden Vatikan’la alakalı haberler ve Vatikan’ın LGBTQ bireylerle alakalı düşünceleriyle ilgili sorduğum sorulara verdiği yanıtları bulabilirsiniz.

 

“Kendisi (Emekli Roma Piskoposu) 11 Şubat’ta resmi olarak istifa edeceğini açıkladığında bunu Latince olarak yaptı. Açıklamasını sadece kadın bir gazeteci anladı.”

 

* Türkiye’deki göreviniz ne zaman başladı? Buraya gelmeden önce başka hangi ülkelere gönderilmiştiniz?
 
28 Aralık 2005′te Referans Mektubu’mu Cumhurbaşkanı Sezer’e taktim ettim. Batı Afrika’da, Senegal ve Fildişi Sahili arasındaki dört ülkenin Elçilik Amiri olarak başladım. Oradan Güney Amerika, Paraguay’a geçtim, Paraguay’dan ise Türkiye’ye geldim.

 

* Vatikan ile Türkiye arasındaki diplomatik ilişki ne zamana dayanıyor?
 
1961′de Türk hükümeti ve Vatikan diplomatik açıdan ilişki kurmaya karar verdi. Diğer yandan, aslında Osmanlı İmparatorluğu ile Vatikan her daim ilişki halindeydi.

 

* Çoğunluğun Müslüman olduğuna inanılan bir ülkede Vatikan’ı temsil etmek nasıl hissettiriyor?
 
İnsanları dini inanç temelinde ayrımsamak bizim düşünce tarzımıza aykırı. Biri beni ziyaret etmeye geldiğinde zengin mi fakir mi, ateist mi dindar mı, Hıristiyan mı Müslüman mı görmek için kimliğini sormam. Bizim için önemli olan insan olmak. Herhangi bir ayrımcılık yapmak bizim haddimiz değil.

 

* Emekli Roma Piskoposu’nun istifa kararı sizi nasıl etkiledi?
 
Benim için bir sürpriz olmadı. Papa Hazretleri’yle kendisi henüz Kardinal iken tanıştım, kendi yazdığı kitaplardan bazılarını benim adıma imzaladı. Afrika’dayken kendisiyle birkaç gün geçirme şansım oldu. Kişiliğiyle alakalı edindiğim izlenim zeki ve kendi içinde özgür bir insanla karşı karşıya olduğum idi.

Benim düşünceme göre, 2005′teki Kardinaller Meclisi’nde Roma Piskoposu olmak istemeyen tek bir Kardinal vardı ise o Kardinal Ratzinger yani XVI’ncı Benedikt idi. Sizin de çok iyi bildiğiniz gibi kendisi bir bilim adamı, bir akademisyen. Bütün hayatını Almanya’nın prestijli üniversitelerinde ders vererek öğrenciler arasında geçirdi. Hayali, emeklilik yaşı olan 75′e ulaştığında emekli olup ülkesine dönmek, kendini akademik çalışmalarına adamaktı.

Bu yüzden kararı beni şaşırtmadı. Onu tanıdığım kadarıyla, kendisi güç sahibi olmaya bağlı biri değil. Sahip olduğu otoriteyi bırakmaya hazır olan birini bulmak kolay değildir.

Her zaman mütevazi bir insan olmuştur. Salefi Papa II’nci John Paul’ün aksine, ilgi kaynağı olmak onun için bir hayli zordu. Zamanla buna alışsa da, şahsi tercihi daha fazla mahremiyetten yanaydı.
 
Aziz Peter Meydanı, Bazilikası ve Dikilitaşı'nın XI'inci Pao Piazza'dan görünümü
Aziz Peter Meydanı, Bazilikası ve Dikilitaşı’nın XI’inci Pao Piazza’nın taraçasından görünümü
 

Bu (Emekli Roma Piskoposu’nun 11 Şubat’taki konuşması)neden istifa ettiğinin temeli. Diğer mevzularu, dedikodularu vs. ciddiye almıyoruz.”

 
* Rahipler arasındaki pedofiliyle alakalı üzücü skandalların, Vatikan Bankası’nın (IOR) işleyişi veya Vatileaks’in bu karar üzerinde bir etkileri yok?
 
Kendisinin (Emekli Roma Piskoposu) derin bir sorumluluk emsali teşkil eden kararıyla bir bağlantıları yok. Bu olaylar birbirini takip ederek gündeme geldiklerinden, belki medya bu rastlantısal mevzuları bir araya getirmekten hoşlanıyordur.
 
* Sizce bu karar kurumsal sorunlara yol açacak mı? Müstakbel Papa, eski Papa tarafından konulan bir kuralı değiştirmek isterse ne olacak?
 
Hayır, hiç de yol açmayacak. Çünkü yarın akşam (28.02.2013) saat 20.00 itibariyle, açıkladığı gibi, dış dünyayla bağlantısını kesecek. Özel bir birey haline gelecek. Pek çok insan istifasından sonra kendisine hitap etmek için kullanılacak en uygun ünvanın ne olacağını soruyor. Cevap, Mukaddes XVI’ncı Benedikt, Emekli Roma Piskoposu.

Fakat kendisi özel bir birey haline gelecek ve yeni Papa’nın inancın temel kurallarına aykırı olmadığı sürece bütün kuralları değiştirme hakkına sahip olacağı gibi. Ayin sırasında, hükümranlıkta olan Papa’yı andığımız bir bölüm var. 28 Şubat’ta Sede Vacante başladıktan sonra ayine katılan Katolikler’in Emekli Roma Piskoposu’nu anma zorunlulukları olmayacak.
 
* Papalık Seçimi’nin muhtemel adaylarıyla alakalı ne düşünüyorsunuz?
 
Şu anda Tanrı’nın kendisi bile bilmiyor…
 
* Konuşmamızın başlarında önemli olanın önce insan olmak olduğunu söylediniz. Yine de, bazı muhtemel adayların LGBTQ bireylerle alakalı oldukça radikal düşünceleri kaydedilmiş durumda. Bu durumla alakalı ne düşünüyorsunuz?
 
Biz kadın ya da erkek eşcinsel bireylere karşı değiliz. Onlar da herkes gibi insanlar. Bir birey olarak onları kabul ediyor ve saygı duyuyoruz. Kabul edemeyeceğimiz nokta bu kişilerin evlilik ve aileyle alakalı kendi değerlerini toplumumuza empose etmeye çalışmaları.
 
Eğer kendi aralarında evlenmek istiyorlarsa evlenebilirler ve kimse bunun aksini söyleyemez. Fakat bir aileymiş gibi davranmaları doğaya aykırı. Çünkü her dinde, aile kadın ve erkeğin Yaratılış’ı devam ettirmek için bir araya gelmesiyle oluşan bir kurum olarak adlandırılır. İki eşcinsel nasıl üreyebilir? Eğer birlikte yaşamaya karar verirlerse, özel hayatlarına karışmak benim haddim değildir. Fakat bir insan olarak, temelinde aile kurumu olan evrensel değerlere sadığım. Sıklıkla Müslüman arkadaşlarıma Katolik Hıristiyanlık ve İslam’ın bugünün dünyasında aileyi geleneksel kurallar çerçevesinde koruyan tek kurumlar olduğunu söyleme fırsatım oldu.
 
Fakat benim gibi insan olan hiçbir bireyle temas halinde olma konusunda bir çekincem yok. Kendi tercihlerini topluma empoze etmedikleri sürece. Aslına bakarsanız, bazı Avrupa ülkelerinde politikacılar bu kişiler birlikte yaşayabilsinler diye hukuksal düzenlemeler yapmayı tartışıyorlar. Yine de, biz bunu bir aile olarak adlandıramayız.
 
Bu benim bakış açım. Söylediğim gibi, bu bizim Müslümanlar ve başka dini gruplarla ortak paydada buluştuğumuz bir mevzu.
Bir kez daha bütün ayrımcılıkların uyar yaşama ve bu sebeple dine karşı olduğunun altını çizmek isterim. Tanrı’nın kendisi ayrımcılık yapmaz.
Bireyi özel yaşamıyla alalakalı rencide eden bütün düşüncelere karşı olmalıyız. İnsanlar topluma müdahale etmedikleri sürece özel hayatlarında istediklerini yapmakta özgürdürler.

 

Röportaj böyle. Kendi de çok güzel bir oluşum olan Literal Affairs‘e buradan ulaşabilirsiniz.

 

YAZARIN DİĞER YAZILARI

MEYDAN

YGazze için 8 Mart’ta Küresel Grev Çağrısı: Gazzesiz Bir Feminist Mücadele Yok!
Gazze için 8 Mart’ta Küresel Grev Çağrısı: Gazzesiz Bir Feminist Mücadele Yok!

'8 Mart'ta bize katılın ve ataerkil ve sömürgeci sistemlerin tahtlarını sarsacak küresel bir grev için bizimle birlikte örgütlenin!'

MEYDAN

YTrans Onur Haftası (Pride) Komitesi: “Dönmeyiz, Buradayız, Bir Aradayız”
Trans Onur Haftası (Pride) Komitesi: “Dönmeyiz, Buradayız, Bir Aradayız”

Yıllardır süregelen düzene bir darbe niteliğindeki söylemlerimizle, “Dönmeyiz, Buradayız” diyerek 18 Haziran Translarla Eşitlik Günü’nde sokaklara çıkıyoruz.

MEYDAN

YYazarak Kuirleştirmek Atölyesi
Yazarak Kuirleştirmek Atölyesi

Avrupa Birliği tarafından finanse edilen CultureCIVIC Kültür Sanat Destek Programı’nın desteğiyle hayata geçen Yazarak Kuirleştirmek adlı atölye ve konuşma programı Mayıs-Eylül ayları arasında çevrimiçi olarak devam edecek. 31 Mayıs’ta başlayan program kültür ve sanat nesnelerini, otoriter kurum ve bireylerce onlara dayatılan ayrımcı anlatılardan özgürleştirmeyi hedefliyor.

MEYDAN

YBir Garip 8 Mart
Bir Garip 8 Mart

Dün okunan basın açıklamasında da dendiği gibi evet yastayız, evet öfkeliyiz ama bu enkazı birlikte kaldıracağımıza inanan milyonlarca insanız da.

Bir de bunlar var

İstanbul Onur Haftası Komitesi: “Varız, gitmiyoruz, buradayız.”
Bir Zamirin Gör Dediği
Türkiye İbneleşiyor!

Pin It on Pinterest