Kaçtığı yerde kalanı, yok gibi olanı ve daha neler.

ECİNNİLİK

Var mısın Yok Musun?: Bir Ten Rengi Çorap Deneyimi

Ten çorap giydiniz mi hiç? O yaşa geldiniz mi?

 

Ben maalesef bu sorulara evet diye cevap veriyorum. İlk deneyimim ergenken gittiğim bir kış düğününde olmuştu. Bacakların fırına verilecek poğaca renginde olması büyüleyici tabi. Düğünden sonra gelinin evine gidilmesine de katıldıysanız üç artı bir eve kırk kişi sığmışken, kesif ter kokusundaki naylon çorap aromasını çok iyi bilirsiniz.

 

Şimdi işim gereği prezentabıl görünmek zorundayım ve yıkanması ayrı ütülenmesi ayrı dert olan ayrıca oturduğunuz anda da kırışan (emek üzerine oturmak kısmına hiç girmiyorum) pantolon yerine etek giymeyi tercih ediyorum. İşte havalar filan (koca bir yalan aslında kış sonrası yanmamış ten sendromu*) ten çorap giyiyorum. Bu sıradan ve bir o kadar naylondan olan çorabın konumuz olma sebebi ise kullanım ömrü-fiyat eğrisi ve çeşitlenmeleri. Böyle bir eğri olduğunu sanmıyorum ama olsa fiyatın aksis olduğu bir grafikte düz bir çizgi olmaktan öteye gidemezdi. Sokaktan aldığınızla büyük mağazalardan aldığınız bir olur mu demeyin. Olur. Sabah işe giderken törpüsüz tırnaklarla giyilen çorabın nerden alındığı önemli değildir. Sınıfı ne olursa olsun her insan tuvalete gider, gibi bir şey bu da.

 

Suçlu her zaman tırnaklar değildir ama. Çorap büyük mücadaleler sonucu poponuzun üzerine çıkmıştır bel kısmı ve zafer sizindir. Sıfır kaçma. Ama gider bir sandalyeye oturursunuz dizinizin arkasına gelen ahşap sandalye kıymığı gelir ucuz pahalı dinlemez katili olur çorabın.

 

Hadi diyelim plastik ya da deri ya da hâyâl bile edemediğim sandalyelerde oturdunuz. Peki hiç mi indirmek zorunda kalmıyoruz gün içinde? (Burada yazarın aklından hinlikler geçmektedir ama yazar, yurdum ofislerinin Ally Macbeal ofisine benzemediğini çoktan idrak etmiştir, hinlik sadece ve sadece aklındadır.)

 

O ten çorap kaçmaya mahkumdur. Sonsuza dek giyilen çorap yoktur. Bunu biliriz. Ten çorap giyen herkes bunu bilir. Ama satış taktiklerini de göz ardı etmemek gerek. Dünyanın en başarılı pazarlama çalışmalarından biri olabilir ten çorap satışı. Kaçtığı yerde kalan diye çorap var mesela. Kaçmayacağını vaadetmiyor size. Sadece ileri gitmez, haddini bilir diyor. Yok gibi diye bir çeşit var ki en çok buna gülüyorum. Bir ürünü yok gibi olduğu için alıyoruz. Yok gibi olan şey en pahalı oluyor. En iyi yalan söyleyenin hep kazanması gibi. Yok gibiyi yemediyseniz burnu yok gibi olanlar da var. Ya da tabanı normal çorap gibi olan. Seç beğen al ama en ucuzunu al geç. Paran boşa gitmesin ablalar, kendini abla hissedenler.

 

Sıra sizde sevgili 5Harfli! İlk ten çorabınızı ne zaman giydiniz?

 

YAZARIN DİĞER YAZILARI

Bir de bunlar var

Büyük Hâl Hatır Anketi
Zorabad’da Er Kişilerin Dönüşümü
Üçlü: Diyalektik İlişkinin Karşısında Yeni Bir Sistem

Pin It on Pinterest