1960'ların Amerika'sında ırkçılık nihayet bir 'sorun' olarak düşünülmeye başlandığında Star Trek yapımcıları, siyah bir kadına ilk defa hizmetçi rolü dışında bir yer vermişler

TARİH

SANAT

Uhura’nın Çilesi ve Star Trek Hayranı Martin Luther King

İşte bitmiyor bir türlü ama en azından yerel seçimler için diyebiliriz: Bitti şükür! Son zamanlarda çok kereler hem bağırdık, hem bağrıldığını duyduk. Yerinde kullanmaya gayret gösterdiğimiz sloganlardan biri: ‘Bu daha başlangıç! Mücadeleye devam!’

 

İnsanın aklı çıkarcasına sonu gelsin istediği yanlışların, fikir çatışmalarının, haksızlıkların, tartışmaların, kavgaların içindeyken ‘Bu daha başlangıç!’ diye bağırmasında, iç çökertici bir yan var… Gel gör ki; durmaya, dinlenmeye, düşünmeye, her insanın ihtiyacı olan teneffüslere bir süredir gidişat müsade etmiyor…

 

Art arda kötü, umutsuzluk veren pek çok olay yaşadık, yaşıyoruz. Geride bırakılan, az buçuk kazanılmış sayılan savaşlar varsa arada onları anmakta herhalde fayda vardır. Ya da yüzde yüz zaferle sonuçlanmamışsa da ilerleme kaydedilmiş mevzulara bakmak bize aradığımız teneffüsü belki biraz verebilir… (Polyanna’yla bayrak yarışı)

 

Dün paylaştığımız Nurten Ertuğrul’un istifası haberine bakınca kendimi yine sonsuz bir o piti piti döngüsünde takılı kalmış, bir türlü oyuna alınmayan bir çocuğun kabusunda gibi hissettim.

 

Sonra bir ara izleyip sonra kenara koymuş olduğum bir video aklıma geldi. (evet youtube kapalı ve bu videoyu başka bir yerde bulamadım ancak yine de izleme imkanı olanlar için aşağıya yapıştırıyorum)

 

 

1960’ların Amerika’sında ırkçılık nihayet bir ‘sorun’ olarak düşünülmeye başlandığında Star Trek yapımcıları, siyah bir kadına ilk defa hizmetçi rolü dışında bir yer vermişler ve kaptanın yardımcılarından Uhura rolü için Nichelle Nichols’la anlaşmışlar. Ancak siyah bir kadına kimlik kazandırmak hayalgüçlerini aştığından mıdır nedendirse ilk etapta büyük heyecan uyandıran bu gelişme, Uhura’nın sahnelerinin gittikçe kısalması ve sonunda yok denecek kadar azalmasıyla sonuçlanmış . Bunun üzerine Nichelle Nichols istifa mektubunu yazmak için masa başına oturmuş. Mektubu yazdıktan bir kaç saat sonra Dr. Martin Luther King karşısında belirivermiş (evet yeminle) ve Nichelle’e ‘Gezegendeki en büyük Star Trek hayranı’ olduğunu söyledikten sonra televizyonda varlığını sürdürmesinin, pes etmemesinin dava için önemini, varlığının genel algıya olan etkisinin büyüklüğünü anlatmış. Neticede Nichols sete geri dönmüş ve dünyadaki pek çok siyaha/kadına/siyah kadına ilham olmaya devam etmiş. (Whoopi Goldberg’ün de ilham perisi olmuş.)

 

Elbette Uhura’yla başlayan bu dava bugün kazanılmış bir dava demeye çalışmıyorum. Hele de minik pepsi kutusu sponsorluğunda bu sene yapılan Oskarlarda ilk defa en iyi yardımcı kadın oyuncu ödülünün siyah bir kadına verildiği 2014 senesinde, ödülü kazandıran filmin 12 Years A Slave gibi beyaz erkeğin siyah kadını kurtardığı bir film olduğunu unutmamak gerek. Yine de gıdımla bir değişiklik bile olmuşsa vazgeçmemenin bir şeyleri değiştirmeye kadir olduğunu kendimize hatırlatabiliriz. Ara sıra böyle teneffüsler alıp, aslında bitmemiş de olsa bazı şeylere ‘Bitti şükür!’ demek belki işe yarayabilir.

 

YAZARIN DİĞER YAZILARI

YAZI

YNeden Öyle Bakıyorsun Asmahan?
Neden Öyle Bakıyorsun Asmahan?

Hangi sırlara sahipsin de böyle bakıyorsun?

SANAT

Yİran’da Babalar ve Kızlar
İran’da Babalar ve Kızlar

'Arkadaşlarım üstüme fazla düştüğünü düşünüyor ama babam hayatımda büyük bir destek.'

Bir de bunlar var

Tıbbın Öldürdükleri
Aylin vs. Feminizm
Bir Masalın Cinsel Sembolizmi Üzerine Ortaçağ’dan Tarihi Bir Kaynaklık

Pin It on Pinterest