Apple CEO'su Tim Cook'un gay olduğunu açıkladığı, Bloomberg Businessweek'in Global sayısında yayınlanan mektubu.

KÜLTÜR

YAZI

Tim Cook: Bir Mühendis, Bir Doğasever, Bir Eşcinsel

Apple CEO’su Tim Cook, durgun suları bulandırmak pahasına çıkıp gay olduğunu dünya aleme duyurunca ortalık biraz karıştı haliyle. Hayır, kıyamet kopmadı ama pek çok kişi, ya “Bundan bana ne?” “Haber değeri yok.” filan diyerek bu büyük hadiseyi basitleştirmeye çalıştı ya da bahsetmeye değer bulmayarak es geçti. Ben tabi kimseye hangi konunun önemli hangisinin önemsiz olduğunu söyleyecek bir şahıs ya da kurum değilim. Ama kadınların, eşcinsellerin, transların, çocukların artık neredeyse “avlandığı”, gece vakti eve yürümenin ya da akşam parkta yürüyüş yapmanın bir olay olduğu, resmen değilse bile bir tekne partisi düzenleyerek evlenen iki gay görülünce ortalığın birbirine girdiği bir ülkede yaşarken bu “küresel yürekliliği” azımsayacak ya da yok sayacak bir noktada da görmüyorum kendimi. Cook’un insana umut veren bu açıklaması, kendisini gizlemek zorunda kalan, hor görülen, taciz edilen, yok sayılan ve yok edilen binlerce, hatta belki milyonlarca insanı ilgilendiriyor.



Dolayısıyla Cook’un cesaretinden ziyade bu yorumlar beni şaşırttı, Ajda Pekkan olsam “terörize olurdum, hororize olurdum.” Öyle olmadım ama Tim Cook’un Bloomberg Businessweek’te yayınlanan mektubunun tamamını çevirdim, aşağıda görebilirsiniz.



Hiç kimsenin kendisini gizlemek ya da kendisi olduğu için katledilmek zorunda kalmadığı günler görmek dileğiyle (boş dilek hakkını kullanmak istedi).

 


————


Profesyonel hayatım boyunca, belli bir gizlilik içinde yaşamaya çalıştım. Mütevazı bir yapıya sahibim ve ilgi çekmek niyetinde değilim. Apple zaten dünyanın en fazla göz önünde olan şirketlerinden biri ve ben dikkatlerin ürünlerimiz ile müşterilerimizin onlar sayesinde yapabildikleri üzerinde kalmaya devam etmesini istiyorum.



Öte yandan, Dr. Martin Luther King’in şu sözüne de yürekten inanıyorum: “Hayatın en devamlı ve acil sorusu şudur: Başkaları için ne yapıyorsun?” Zaman zaman bu soruyla kendime meydan okurum ve bir süredir şahsi gizlilik arzumun beni daha önemli bir şeyi yapmaktan alıkoyduğunu fark etmeye başladım. Bugünkü açıklamamın ardındaki motivasyonum da budur.



Cinsel yönelimim konusunda etrafımdakilerin çoğuna karşı yıllarca açık oldum. Apple’daki pek çok çalışma arkadaşım eşcinsel olduğumu biliyor ve öyle görünüyor ki bu durum bana karşı tavırlarında bir değişikliğe yol açmıyor. Elbette ki yaratıcılık ile yeniliği seven ve bunların sadece insanların farklılıklarını kabullenince ortaya çıktığını bilen bir şirkette çalıştığım için şanslıyım. Oysa herkes benim kadar şanslı olamıyor.



Cinselliğimi hiçbir zaman inkâr etmedim ancak şu ana kadar resmen açıklamadım da. Bu yüzden izninizle açıklamak istiyorum: Eşcinselliğimle gurur duyuyorum ve eşcinsel olmanın Tanrı’nın bana en büyük lütuflarından biri olduğuna inanıyorum.



Eşcinsel olmak bana azınlık olmanın anlamına dair derin bir anlayış ve diğer azınlık gruplarındaki insanların her gün göğüs gerdiği güçlükleri görmemi sağlayan bir bakış açısı kazandırdı. Daha fazla empati kurmama yardımcı oldu, bu da hayatımı zenginleştirdi. Tabi zorlu ve rahatsız edici zamanlar da geçirdim ama bu sayede kendim olmak, yolumdan şaşmamak ve sıkıntılı zamanlar ile bağnazlığın üstesinden gelebilmek için gereken özgüvene kavuştum. Ayrıca eleştirilere kulak asmamayı öğrendim, ki bu da Apple’ın CEO’su olunca çok işe yarıyor.



Çocukluğumdan bu yana dünya çok değişti. ABD evlilik eşitliğine doğru ilerliyor ve eşcinsel olduğunu cesurca açıklayan ünlü isimler algıların değişmesine ve kültürümüzün daha hoşgörülü olmasına büyük katkıda bulundu. Yine de eyaletlerin büyük bölümünde işverenlere çalışanlarını sadece cinsel yönelimlerinden dolayı işten çıkarma hakkı tanıyan yasalar hâlâ mevcut. Ev sahiplerinin kiracılarını eşcinsel oldukları gerekçesiyle evden çıkarabildiği ya da hasta olan partnerimizi ziyaret etmemizin ve mirasından faydalanmamızın engellendiği pek çok yer var. Sayısız insan, özellikle de çocuklar, cinsel yönelimlerinden dolayı her gün korku ve istismarla karşı karşıya kalıyor.



Kendimi bir aktivist olarak görmüyorum ama başkalarının fedakârlıklarından ne kadar çok faydalandığımı fark ediyorum. Bu yüzden eğer Apple CEO’sunun eşcinsel olduğunu duymak birisinin kendisini kabullenme çabasında ona yol yardımcı olabilir, kendisini yalnız hisseden birini rahatlatabilir ya da insanları eşitlik konusunda ısrarcı davranmaya teşvik edebilirse, özel hayatımın gizliliğinden vazgeçmeye değer.



Bunun kolay bir karar olmadığını kabul etmeliyim. Mahremiyet benim için hâlâ önemli bir konu ve ondan tamamen vazgeçmek istemiyorum. Apple’ı hayatımın işi haline getirdim ve hayatta olduğum sürece zamanımın neredeyse tamamını olabileceğim en iyi CEO olmaya odaklanarak geçireceğim. Çalışanlarımızın, müşterilerimizin, geliştiricilerimizin, hissedarlarımızın ve tedarikçi iş ortaklarımızın hak ettiği de bu. Sosyal ilerleme biraz da bir insanın sadece cinsellik, ırk ya da cinsiyetle tanımlanmayacağını anlamakla mümkün. Ben bir mühendisim, bir amcayım, bir doğaseverim, bir fitness delisiyim, güneyliyim, spor tutkunuyum ve daha başka pek çok şeyim. Umuyorum ki insanlar benim en uygun olduğum şeylere ve bana keyif veren işe odaklanma tutkuma saygı göstereceklerdir.



Başında bulunduğum için son derece şanslı olduğum şirket, uzun yıllardır insan hakları ve eşitliğin savunuculuğunu yapıyor. İşyerinde eşitliği desteklemek konusunda meclisten önce biz güçlü bir duruş sergiledik, tıpkı Kaliforniya’daki evlilik eşitliği konusuna da öncülük ettiğimiz gibi. Arizona’daki eyalet meclisi eşcinselleri hedef alan ayrımcı bir yasa tasarısını onayladığında da orada sesimizi yükselttik. Değerlerimiz için savaşmaya devam edeceğiz ve inanıyorum ki bu mükemmel şirketin CEO’su ırk, cinsiyet ya da cinsel yönelim fark etmeksizin kim olursa olsun, aynısını yapardı. Ben de ömrümün sonuna kadar tüm insanların eşitliğini savunmaya devam edeceğim.



Her sabah ofisime girdiğimde, Dr. King ve Robert F. Kennedy’nin çerçeveli fotoğrafları beni karşılıyor. Bu yazdıklarımın beni onlarla aynı seviyeye taşıdığını iddia etmiyorum. Tek yaptığı bu resimlere bakıp başkalarına yardımcı olmak konusunda küçük de olsa üstüme düşeni yaptığımı bilmemi sağlamak. Adalete giden aydınlık yolun zeminine taşları beraberce diziyoruz. Bu da benim taşım.

YAZARIN DİĞER YAZILARI

Bir de bunlar var

Meme Kanserinden Sonra: Dövmeyle Meme Ucu!
Reşat Ekrem’den İstanbul Çocuk Portreleri
Mutlaka Eşek Sütü İçmelisin

Pin It on Pinterest