Terk edilmiş mekanların bir büyüsü var diyerek gönül telinizi ortadan koparacak bir giriş yapmayayım diyorum ama var, ne yapayım. İnsanların bırakıp gittiği, çürümeye yüz tutmuş yapıların, bazen bütün bütün köylerin, hatta şehirlerin doğayla birleşmeye başlamasında insanın içini gıcırdatan, aynı anda nereden üşüştüğü belirsiz bilmem kaç tane hissi uyandıran bir şey var.
Terk edilmiş hapishaneler, sanatoryumlar, hastaneler, hele hele ruh ve sinir hastalıkları hastanelerinin fotoğraflarına bakarken, bir zamanlar buralarda yaşandığı ister istemez hayal edilen olaylarla boş halinin garip huzuru arasındaki tezata dakikalarca takılmak mümkün. Sonra ibadet yerleri, stadyumlar, tiyatrolar, sinema salonları, tren garları gibi bir zamanların aktiviteli yerleri var – boş hallerine bakarken neredeyse fotoğraftan sesin eksikliğini hissediyorsunuz.
Peki bir mekanın topluca, birden bire terk edilmesi için ne olmuş olması gerekir? ABD’de bugün “müze hayalet şehir” olarak korunmuş, western filmi setine benzer eski kasabalar var, birçoğu Altına Hücum döneminde, bazıları ekonomik kriz zamanı boşalmış. Fabrikalar batmış, hastaneler kapatılmış, coğrafi alan büyük olunca yerleri olduğu gibi taşımak daha kolay olmuş. Her halükarda “ne olmuş” sorusunun cevabı çoğu zaman iç açıcı değil. 28 Gün Sonra, Session 9 ya da I am Legend gibi filmlerin ele aldığı felaket senaryolarının benzerlerinden çok var. Mesela doğal afet, kimyasal kazalar ya da savaş ve sebep olduğu zorunlu göç. Başlıktaki “porno” tabiri aşağıda linkini verdiğim bloglardan birinin adından; normalde göremeyeceğimiz sahnelere fotoğrafçının aracılığıyla, yüksek dozda maruz kalmaktan geldiğini sanıyorum. Felaketleri olaylar olurken uzaktan ama “canlı” izlemek ne kadar tuhafsa, insanlar çektiklerini de alıp kalkıp gittikten sonra bomboş kalmış yerlerin içine burnumuzu sokabilmek de ayrı tuhaf. Ama bakmadan duramıyorsunuz. Yani umarım duramayacaksınız, buradan buyurun:
Gagra, Abhazya
Ana fotoğraftaki Abhazya’nın eski tren garı; Rus fotoğrafçı İlya Varlamov çekmiş. Sovyetler’in çöküşünden beri bıraktıkları gibi duruyor. 1992’de ilki patlak veren Gürcistan-Abhazya savaşından sonra demiryolunun Güney Kafkasya bağlantısı kesilmiş. Demiryollarına savaşlardan sonra ne olduğu ayrı bir yazının konusu olsun, ben size birkaç fotoğraf daha göstereyim. Varlamov’un Abhazya fotoğraflarının gerisine, oradan da bütün işlerine ise şu linkten ulaşabilirsiniz.
Ağdam, Şuşa, Dağlık Karabağ
Lee Harrison’un 2004’te Dağlık Karabağ’ın zamanında çoğunlukla Azerilerin, bugün tek tük Ermeni’nin yaşadığı Şuşa ve bir hayalet kente dönüşmüş olan Ağdam’da çektiği fotoğraflar. Gerisi şurada.
Muhtelif ABD
Aşağıdaki fotoğraflar bu işin meraklısı Katherine Westerhout‘a ait.
Varoşa, Kıbrıs
1974’teki askeri müdahalenin ardından Kuzey Kıbrıs tarafında kalan Famagusta’nın, bir zamanların curcunalı tatil kasabası Varoşa, Türkçesiyle Maraş’ta, sokaklar, oteller, yazlıklar, havaalanı ve sahildeki şezlong iskeletleri o zamandan beri çürüyor.
Pripyat, Ukrayna
Pripyat, Çernobil Nükleer İstasyonu yakınlarında, istasyonda çalışanların ve ailelerinin yaşaması için 1970’de kurulmuş bir kentti. 1986’daki kazadan sonra ilan edilen Chernobyl Exclusion Zone’un (dışında kalınması gereken bölge) dahilinde kaldı ve boşaltıldı. O günden bugüne klozet kapaklarına kadar defalarca yağmalandı, ama şehrin sembollerinden dönmedolap durduğu yerde paslanmaya devam ediyor.
Doymayanlar, doyamayanlar için terk edilmiş mekanların fotoğraflarını toplayan birkaç siteyi buraya not edeyim:
- Fuck Yeah Abandoned Places (Her şeye FUCK YEAH şeklinde yaklaşan tumblr coşkusu gerçeği)
- Fuck Yeah Ghost Towns
- Abandoned Places
- Best Abandoned
- Creepy Abandoned Places
- ve Abandoned Porn.