Ne yapacağız? Çırılçıplak kalarak yazacağız. Uzlaşmayacağız. Yazıyla personalar inşa etmeye değil huzurbozmaya, rahat kaçırmaya, tedirgin etmeye çalışacağız.
Kendinden önce yazan kadınlara olan borcunu birçok kez dile getirmiştir Woolf. Ama Judith Shakespeare figüründe bir başka vurgu vardır. Figür geçmişe ait gibi durur; oysa geleceğe aittir. Bir selef değil, bir halef figürüdür. İzlenecek değil, yaratılacak önceldir.
Acı dolu bir kadınlık deneyiminden kaçmak için mi bir “çift cinsiyet” sığınağı yaratmıştı Woolf, yoksa kadınlık-erkeklik bölgelerini keskin bir bıçakla ayıran bir büyük bölünmenin acısından mı kaçıyordu?
Kadınların gündelik işleriyle sanat arasındaki kalın sınırı yıkan bir modernizmin başlatıcısıydı Woolf
Dünyanın her yerinden, kimisini ezbere bildiğimiz, kimisini hiç duymadığımız otuz kadar edebi cadı var bu kitapta.
Böyle bir tepkiden sonra ben de diğer birçok kadın gibi düşündüm: Cinsel istismar kendi sorunumdu, çok büyük ihtimalle ben uydurmuştum ve bunu dile getirmek başlı başına bir hataydı.
Kendine Ait bir Oda, 87 yaşında.
1972 tarihli Kadın Evi projesi, Judy Chicago ve Miriam Schapiro’nun ses getiren işlerinden biriydi. 20 Haziran’da hayata veda eden Schapiro’nun ardından bu projeyi hatırlamak istedik.
Woolf sosyalleşmeyi ve çene yarıştırmayı çok seviyor, sivri zekasını, hayal gücünü ve zengin zihinsel altyapısını insan ilişkilerinde mahvedici bir silah olarak kullanabiliyor…