Biz sağlığın sadece sağlık emekçilerine daralan bir tartışma olmasından öte bunun dışına çıkmasının çok kıymetli olduğunu, toplumun her ferdinin yani gıda taşıyandan dağıtana kadar herkesin bu süreçte yer almasının çok anlamlı olduğunu düşünüyoruz.
Bir döviz asmıştık, “Yaşamın kırıntılarını değil, kendisini istiyoruz” diye Kadın Savunma Ağı’nda. Bunu birlikte yapacağız, ilk adım bu. İktidarın baskılarının ötesinde halkın kurduğu dayanışmanın ve direnişin çok daha güçlü olduğunu bize yeniden hatırlatan bir deneyim oldu bu. Tam olarak buradan yeşeren bir umut var.
Tuğluk’un sağlık durumunu, demansa yakalanmasına neden olan süreçleri ve tablonun hukuki boyutunu avukatı Reyhan Yalçındağ Baydemir’le konuştuk.
Popüler kültürün son zamanlarda en sevdiği hikayeler, başına gelen bir felaket sonrası hızlı bir şekilde toparlanıp hayata devam ederek kaderini yenen ezilmişlerin hikayeleri.
Enkaz altında kalmanın travmasını tekrar tetikleyebilecek nitelikte olan görüntüler, insanların mahremiyetine saygı göstermeksizin üretilip tüketiliyor.
Karantinada yalnız başına kalmak gibi günlük yaşantılarımızı kısıtladığımız durumlarda rüyalarımızın gündelik olaylardan beslenen içeriği azalıyor ve bilinçaltımız daha derindeki anılara ulaşıyor.
Travmatik olan’la kurulan ilişki travmatik olmak zorunda mı?
İtiraf, kendini afişe etme nasıl bir eylemliliği talep ediyor? Kendini açmak, samimiyet nasıl bir dil, bir ilişkilenme biçimi gerektiriyor?
Gazze’de bir bale okulu, çocuklara çocukluklarını yaşayabilecekleri bir alan açıyor.
“Az sonra ayrıntılarını yazacağım sürecin her aşamasında sıkıntımdan, sinirimden, gözyaşlarımdan, öfkemden, çaresizlik hissimden utandım.”