1990’ların sonundan bu yana “fenomen” olmuş diziler üzerinden Türkiye’nin kültürel politik iklimine bir bakış…
Toplum olarak ruh sağlığımız bir sirke emanet!
iktidarın israil karşıtı retoriğine tepki duyanlar, israil/filistin çatışmasını ya laiklik/islamcılık çatışması üzerinden ya da kürt sorunuyla paralellik kurarak okuyor. ikisi de gerçeği anlamaktan uzak.
Dışarıdaki her Weinstein için sessiz kalmamayı seçen, sessiz kalınması gerekmeyen bir dünyayı ören ve onlarla mücadele eden kadınlar var.
Alef, transların inşa ettiği değişimi tek bir yumruk darbesiyle yere sermekten, dünyanın translarla ilgili algısını, bildiklerini, tekrarlamaktan çekinmiyor. Ne uğruna?
Kürtajın ekranda gösteriliş biçimi kamuoyunu ve hukuki kararları etkileyebiliyor.
Aşkın yaşı yoktur, lohusa depresyonu vardır, terapiyle iyileşilir, peki Reyhan kim?
40 yaşındaki bir kadın oyuncuya, 32 yaşındaki bir erkeğin annesi rolü neden teklif edilir?
Neden bütün yarışmaları erkekler kazanıyor sayın seyirciler?
Game of Thrones’da bu sezon kadınlar ve ‘tam erkek’ olmayanların zaferleri vardı. Akgezenlerden dünyayı kurtarma operasyonunda en büyük rol de onların olacak gibi duruyor.