Kadınların yaşam öykülerini dinlemek, bizim için asla sadece ampirik bir veri taraması, kayıtsız bir gözden geçirme değildi, olamazdı.
Hangi müşterek ve kurumsal mevziler dezenformasyonla mücadeleye omuz verebilir ve huzursuz mazilerle daha dürüst bir şekilde gerçekleşecek kamusal bir hesaplaşmanın önünü açabilir?
“Tarih alanında kadın dayanışması sadece kadın tarihçilerin çalışmalarını bu alanda görünür kılmakla ilgili değil, tarihçiliği toplumsal ve çok disiplinli bir anlayışla dönüştürmek için de anlamlı.”
Ermenilerin, özellikle Ermeni kadın ve çocukların hareketi ve belgenin, fotoğrafın hareketi birbirini nasıl etkiliyor, nerelerde kesişiyor, birbirini nasıl kısıtlıyor ya da özgürleştiriyor?
Şiir, bir tarihçiye ne söyleyebilir?
“Bir şeye üzüldüysem o da budur; beni ‘yabancı’ olduğum için ayırmak, farklı görmek. Ben bu ayrımları YÖK’e bırakıyorum.”