Sanatçı kadınların büyük mücadelelerle ortaya koydukları eserlerinin korunması, saklanması ve görünür olmaya devam edebilmesi nasıl bir mücadele gerektiriyor?
Enkaz altında kalmanın travmasını tekrar tetikleyebilecek nitelikte olan görüntüler, insanların mahremiyetine saygı göstermeksizin üretilip tüketiliyor.
Bugün koronavirüsle ilgili yürütülen birçok tartışmada HIV epidemisine sıkça atıf yapıldığını görüyoruz.
Susan Sontag tüberküloz, kanser ve AIDS hastalıklarına atfedilen metaforlar üzerinden bir insanlık durumu analizi yapmıştı. Peki Covid-19’la ilgili metaforlar bize şu anki ahval ve şerait hakkında ne söylüyor olabilir?
Duygusallıktan kaçınmanın entelektüel faydaları ne olabilir?
“Ben ilgilenmiyorsam yoktur” diyen Susan Sontag’dan listelemenin, kataloglamanın, biriktirmenin erdemleri üzerine…
“Kendi başıma yaşamayı öğrenemediğimi fark ettim. Öğrendiğim şey yol yordam oluşturmaktı; acım dinene kadar uzanmak, geçiştirmek, idare etmekti. Boğuluyor değildim, ama yüzmüyordum da. Kıyıdan çok uzakta sırt üstü suyun üzerine uzanmış, kurtarılmayı bekliyordum.”