Farklı dönemler,benzer hedefler, benzer arzular…
Dizilerdeki romantik komedi kodlarına bakın, esas kızın yanındaki diğer kızların kendi hayatları yok gibidir
Her şeyin ötesinde önümüzde artık dijital bir dünya ve duygularını deneyimler üzerinden yaşamak isteyen bir seyirci var. Seyirci değişirken işlerimizin üretim ve dağıtım metodunun yerinde sayması kulağa ikna edici gelmiyor.
Eat Your Catfish ALS hastalığı üzerinden aile içi krizlerin mizahi anlarına odaklanan, insana ve aileye dair bir hikâye anlatıyor.
Hayatlarına sahip çıkmak için kocalarını öldürmek zorunda kalmış Aylin ve Havva’nın hikayelerinin izini süren filmi MUBI’de izleyebilirsiniz!
Bergen-olmayan ses tam da o olmadığını bile isteye sahiplenerek -ve görsel olanın tersine- bir benzemeyişe açılarak çerçevenin dışına, imgenin boşluğuna işaret eder.
Seks işçisinden kreş işletenine, metalurji çalışanına tüm kadınların ortaklaştığı net bir argüman var: hak ettiğimiz muameleyi görmek ve hak ettiğimiz maaşı almak istiyoruz.
“Aile, bir kazadır.” Lütfi Akad’ın Gelin’i ve Fikret Reyhan’ın Çatlak’ı, belki de en çok bunu hatırlatıyor.
Filmde toplumun baskısına ya da kendi iç sesiyle yaşadığı tartışmaya rağmen Nana’nın bir çıkmaza saplanmadan, ya da bir sanat eserinde nesneleşmeden özgür olabileceği gerçeği atlanır.
Bu sesleri, içinden çıktığı dönemin ses perdesinde derin izler bırakan, delikler açan bir karşıt-ses, bir karşıt-bellek gibi duyduğumdan önemsiyorum.