Korkudan çok bir kutlama hali diyebilirim. Bana özgür benliğimi hatırlatıyorlar.
Cezaevlerinin sembolize ettiği şiddeti vurgulamayı, bu geçmişle yüzleşmeyi ve onu bugünkü adalet arayışının bir parçası haline getirmeyi amaçlayan müzeleştirme projeleri dünyanın bir çok yerinde ve Türkiye’de de uygulanıyor.
Kadın vücüduna benzer metalden bir zırh içinde Kabil sokaklarında yürüyen ve bu yüzden ölüm tehditleri alan Afgan sanatçı Kübra Khademi bugünlerde ne yapıyor?
Ağaçları, bankları, heykelleri sokakları iplerle oya gibi işleyen bir mücadele, direniş biçimi: “Yarnstorming,” yani ipliklemek.
“Saçma sapan bir şey. Sen bayılırsın.”
Bir akıl hastanesinin yemekhanesinde yüzlerce kişi arasında, üzerinde bu ceketle dolanan bir kadın hayal edin.
Judith’in hikayesi kendi adını taşıyan Judith’in Kitabı’ndan geliyor. Barındırdığı anakronizmalar sebebiyle tarihi bir metin olarak kabul edilmiyorsa da alegori yaptığı düşünüldüğünden tarihi romanın anası olduğu söyleniyor.
Başarılı bir yazar olmanın asıl sırrı aileden zengin olmak mı?
Haberlerimiz var! Bu Cumartesi’den itibaren iki ay kadar sürecek bir serginin parçasıyız. Yaptığımız iş hem kolektif hem hayli kişisel, bayağı da interaktif oldu. Yani “sergilenen” şeyleri karıştırmanızı istiyoruz.