Sonsuza kadar 90’ların Rusyasının yüzü olarak kalacak: şiddetli karmaşanın ortasında kendini kaybetmemeye çalışan güzel bir insan.
Bir günlük biçiminde kaleme alınan, hatta ilk basan yayınevinin iddiasına göre tümüyle gerçek bir günlüğe dayanan Eine Frau in Berlin 20 Nisan – 22 Haziran 1945 tarihleri arasında Berlin’de bulunan yazarın ve çevresindeki Alman kadınların başına gelenleri konu ediyor.
Hayvan Çiftliği hakkındaki sorunuza istinaden… Tabii ki niyetim romanın öncelikle Rus Devrimi’yle ilgili bir hiciv olmasıydı. Fakat daha geniş bir çerçeveye uyarlanabilmesini, o tarz (vahşi suikastlerle planlanan, ne kadar güç delisi olduklarının farkında olmayan insanlar tarafından yürütülen) bir devrimin yalnızca tepedekilerin değişeceği anlamını taşımasını da istedim.
1863’te yapılan bu tablo, dönemin Rusyasında alıp başını gitmiş zoraki evliliklerin sosyal bir sorun olduğuna dikkati çekiyor. Resmin yapılmasının arkasında ise başka bir hikâye var.
Uzayda başka canlı olması ihtimaline karşı dünyalılar olarak en güzel marifetlerimizden karışık kaset yapılması, uzaya eli boş gitmeme isteği bir yandan dünyalı gururumu okşuyor.
Son beş aydır tutuklu bulunan Yekaterina, Nadezhda ve Maria iki yıl hapis cezasına çarptırıldı.
“Yargı mekanizması karşısında bizler birer hiçiz ve kaybettik. Öte yandan, kazanan biziz.”