Zehra Doğan’la cezaevininin duvarlarını aşıp Tate Modern’e ulaşan işlerini, kişisel hikayesini ve sanatın tanıklığını konuştuk.
Tarla yapacağım, lahana koyuyorum, marul koyuyorum… Resim yapmıyorum dediğim de o bu arada; resim önümde, kalkmıyorum oradan, bir lahana yapıyorum iki lahana yapıyorum günde. 3 hafta boyunca lahana yaptım o tarlaya.
Shakespeare’de cadılık olarak sanat dünyanın hiçbir yere kaybolmayan büyüsüne yeniden kıymetle açılması için duyularımıza yapılan bir yeniden diriltme büyüsüdür.
Sizlere hünerli Ovidius’un görmediği, ömrünün vefa edip de yetişemediği kıymetli ve yalnız bir ülkeden söz etmek isterim. Ustaya özenip hikayenin ipliğini efsanelerden günümüze doğru çekelim. İşte Zorabad’ın vasıfları.
Mücadeleyi mesken tutmaya olan ihtiyaç her şeyden fazla. Üniversitelere de öyle. Bir mücadele mekânı olarak üniversitelere. Uyumu değil uyumsuzluğu, kabulleri değil soruları, tektipleştirmeyi değil çoğulluğu ufkuna yerleştirecek üniversitelere.
Deneyim yok, mücadele yok, araştırma yok. Peki nereden geliyor bu “bilgi”? Erkeklikten… Gücünü nereden alıyor? Erkek dayanışmasından…
Şu anda halk sağlığı yönergelerindeki en göze batan ihmallerden biri, insanlara daha fazla uyumalarını söylememek mi?
Herkes değişmiştir de sen aynı kalmış sanırsan kendini, orada onları beklemiş ve kimse gelmemiş gibi bir yalnızlık ve belki ihanete uğramışsın hissi. Bu yüzden eski arkadaşlar biraz da rahatsız ederler aslında…
Dünyanın dört bir yanında feminist hareket nasıl bir sene geçirdi? 2021’de bizi neler bekliyor?
Tepeden bakan ve eşitsizliği yücelten heykellerin şimdi’de yerlerinden edilmesinin başka bir tarihyazımını mümkün kılması belki de hiç olmadığı kadar mümkün.