Acı dolu bir kadınlık deneyiminden kaçmak için mi bir “çift cinsiyet” sığınağı yaratmıştı Woolf, yoksa kadınlık-erkeklik bölgelerini keskin bir bıçakla ayıran bir büyük bölünmenin acısından mı kaçıyordu?
7 Mart Pazar günü çevrimiçi yapılacak etkinlik herkesin katılımına açık.
tante rosa’nın içinde bir türlü susturmayı başaramadığı bir prenses ve doludizgin koşmak isteyen atlar var; dünyaya açılan bir beden ve cinsellik. kuşak kuşak rosa.
Rusu Ciobanu, bir sanatçı olarak destek görmekle otoriteler tarafından yıldırılmak arasındaki gelgitte durmaksızın dümen tuttu.
Bugünün teknolojik gözünün gördüğü ve gösterdiği imajlar hakikatin neresinden bakarlar? En nihayetinde hakikat bir sızıntıdan, hem kurmacadan hem de gerçeklikten kuvvet almaz mı?
Kadınların gündelik işleriyle sanat arasındaki kalın sınırı yıkan bir modernizmin başlatıcısıydı Woolf
Sürekli kar arttırmaktan önce insanlığın ve gezegenin refahını düşünen, sosyalist, feminist ve ırkçılık karşıtı bir dünyanın hem mümkün hem de gerekli olduğunu biliyoruz.
Bedenin direniş kapasitesini yeniden keşfetmemiz, tekil ve kolektif güçlerini genişletmemiz gerek.
stk’larda patron yok ama müdür pekala var; üstelik de hiçbir denetime tâbi olmayan, dolayısıyla yetkisi sınırsız, görevden çektirilmesi imkânsız olan müdürler.
İlişki, özürlerle çözümlenemeyecek kadar kompleks bir hal almıştır bu yüzden toplumsal cinsiyet rolleri ve güç dengeleri yeniden düzenlenene ve içselleştirilmiş örüntüler kırılana kadar çıkmazda kalmaya mahkumdur.