Sosyalist Bulgarya’da binlerce kadın yaşadı, çalıştı. Yaşantılarını, deneyimlerini aktarma şansına vakıf olan birçoğunun hikâyesi dağılmakta olan bir bulut gibi, her geçen gün unutulmakta.
Üzerimizdeki eril nazarları silkelediğimiz, çok silkelediğimiz bir yıl olsun.
Başkoca Zorabad’ı alıp kendi şanına layık boz bir kabre döndürdü.
Buić’in tekstile yaklaşımı, işin yüzeyi boyunca ritmik olarak düzenlenmiş kıvrımlar, katmanlar ve çıkıntılarla nitelenir.
Bu toplumda bir kadının iki bira alması ilmek ilmek örülmüş bir stratejik planlama gerektirir.
Medikalizasyon ve “evrensel” bilgi üretimi, kadın bedeni üzerinde kurulan hakimiyetin hem meşruiyetini hem de devamlılığını sağlIyor.
Kadınlara kullandıkları doğum kontrol yöntemini neye göre seçtiklerini sorarken öğrendiğim şeyler.
Dostluk ilişkisi, erkekler arasındaki homososyal bağların taşıdığı, homososyalden homosensüele uzanan ve eşcinselliğe uzanması ihtimalinin tedirginlikleri ile örülü gizli gerilimleri ortaya çıkarır.
Hafıza ve hayallerimiz arasına bir ip gerer Emine Sevgi Özdamar.
Valadon’un eserleri kadın arzusu ve kendi bedenini deneyimleme gibi günümüzde de hâlâ tartışılan temaları ele alması bakımından çığır açıcıdır.