Bizler ölümü düşünmekten özgürleştik. Ölümü ardımızda bıraktık; korkularımıza dokunacak yakınlıktayız ama bedenin sıcaklığıyla onların da önünden koşuyoruz.
Ama sahiden, bugün Şebnem Hoca konuşmayacaktı da kim konuşacaktı? Ya da soruyu tersten soralım: Bugün Şebnem Hoca konuşmasa, biz yarın konuşabilecek miyiz?
İçine doğduğumuz aile kader olmak zorunda değil, hatta özünde geçici.
“Benim işlerim, görebilmek için hafifçe ona doğru eğilmeyi ve yaklaşmayı gerektiriyor ki bence her canlı ve dünya o ilgili ve meraklı bakışı hak ediyor.”
Ölüye Saygı ve Adalet İnisiyatifi’nden Aslı Zengin ve Mekiye Ormancı’yla Türkiye’de ölülere, mezarlıklara ve çeşitli grupların kutsallarına yapılan saldırıların niteliğini ve anlamını konuştuk.
Farklı dönemler,benzer hedefler, benzer arzular…
Kate Kirkpatrick’in 2019 yılında Becoming Beauvoir: A Life adıyla yayınlanan ve çok ses getiren çalışması Deniz Soysal çevirisi ve Ayrıntı Yayınları etiketiyle Türkçe’ye kazandırıldı.
Kürt, Türk, Arap ve Beluc feministleri, hepimize dayatılan çeşitli tahakküm biçimlerinin kesişimselliğini ilerici bir şekilde, yani etnik baskının patriarkal tanımlamalarının ötesinde, yeniden tanımlamak için bize katılmaya çağırıyoruz.
Madem her nesne dönüşür durur, yani omnia mutantur, tabağındaki aşın da önceki hâli meçhuldür.
“Kolektif olarak çalışmak konum ve bakış açısı bakımından her zaman bir tür çoğulluk yaratıyor. Toplumumuzun farklılık ve çoğullukla yaşama konusunda sahiden zorlandığına inanıyorum.”