İnsanların seks işçiliği yapmaya karar vermelerine neden olan politik sorunları düşünmemek ve konuşmamak, onun yerine bu işin yapıldığı bir platformu kapatmanın bu politik sorunları ortadan kaldırmasını beklemek de keza, yalnızca kadınlara karşı derin ve gizli bir nefrete işaret edebilir.
Şiddetin kimler tarafından legal olarak icra edileceğini belirleyen devlet, şiddet uygulayan erkekleri cezasızlık politikalarıyla teşvik etmeyi sürdürürken, bu şiddete öyle ya da böyle karşı çıkanları da damgalamak ve cezalandırmak için her araca şüphesiz ki başvuruyor ve başvurmaya devam edecektir.
Tunus’ta 1913’ten beri LGBTİ+’ları cezalandırmak için uygulanan 230. Madde (anti sodomi/LGBTİ+ yasası) LGBTİ+’ların ilişkilenme biçimlerini kriminalleştirmeye devam ediyor. Tunus’ta 2022 Aralık’ından beri bu maddeden yargılanan trans kadın Maya’nın davasıyla ilgili savunuculuk çalışmaları yapan Mawjoudin Eşitlik İnisiyatifi’nden Jay ile konuştuk.
Bilinçdışı, arzu yoluyla geçmişi düzeltmeye ve acısını dindirmeye çalışır. Ama tabii ki işler bu şekilde yürümez ve bu kalıba müdahale etmeyi öğrenmediğiniz sürece yine aynı şekilde incinmeye devam edersiniz. Bilinçdışıyla aktif bir ilişki geliştirmek, zorlu bir geçmişi aşmanın en önemli adımlarından birisidir.
Yıllardır süregelen düzene bir darbe niteliğindeki söylemlerimizle, “Dönmeyiz, Buradayız” diyerek 18 Haziran Translarla Eşitlik Günü’nde sokaklara çıkıyoruz.
Gogoberidze çoğu filminde kendi hayatından ve Stalinizmin gadrine uğramış, kendisi gibi bir film yönetmeni olan annesinin yaşam deneyimlerini yeniden kurar. Şimdilerde 93 yaşında olan Gogoberidze, bayrağı kendi kızının da içinde bulunduğu yeni nesil Gürcü yönetmenlere devretmiş bulunuyor.
Devletin nasıl ki nefret suçunu cezasız bırakmamak gibi bir pozitif yükümlülüğü varsa, nefret söyleminin kamusallaşmasını engellemek gibi bir negatif yükümlülüğü de var.
Avrupa Birliği tarafından finanse edilen CultureCIVIC Kültür Sanat Destek Programı’nın desteğiyle hayata geçen Yazarak Kuirleştirmek adlı atölye ve konuşma programı Mayıs-Eylül ayları arasında çevrimiçi olarak devam edecek. 31 Mayıs’ta başlayan program kültür ve sanat nesnelerini, otoriter kurum ve bireylerce onlara dayatılan ayrımcı anlatılardan özgürleştirmeyi hedefliyor.
İklim krizinin dünya çapında yerinden ettiği insanların %80’ini şimdiden kadınlar oluşturuyor. İklim adaleti evrensel bir feminist meseledir.
Ama gündelik hayat her zaman ulus devlet politikalarının gerektirdiği gibi akmaz mabetlerde. Özgürlüğün tekrar keşfedildiği ve hissedildiği sıradan kararlarla, politik-bürokratik yapının önemsiz görerek açıkta bıraktığı çatlaklardan sızarak, çatlakları genişleterek resmi kutsalı ihlal eder insanlar.