Memeleri, kalçaları ve kadınlıklarıyla Orduluları canlarından bezdirdiler.
30 yıldan fazla bir süre baştacı edilen sergi, insanların ırk konusundaki fikirlerinin değişmesiyle müze için baş ağrısı olmaya başlamış.
Arabaya, eve, kadına ilk anahtarı o takarmış.
Hepimizin çok önemsediği o “toplumsal görünürlük” insanları ezip geçtiğinde politik olarak neye hizmet etmiş oluyor?
Bugün vajinanız nasıl kokuyor?
Kaçtığı yerde kalanı, yok gibi olanı ve daha neler.
Yalan ve kandırmaca feminist bir direniş biçimi olabilir mi?
Galiba tarih insanlara karşılıksız kötülükler ve faydasız iyilikler yapmada cömert davranıyor.
Üstümüze üflenen ölümün ölü beyaz erkeklerle, yaşamak ve yaşatmak için emek vermenin feminizmle bir ilgisi olmalı…
Feminizmi, toplumun tüm tabakalarını baskı altına alan, ayrıştıran, dışlayan güçlere bir tehdit oluşturacak şekilde nasıl yürütebiliriz?