Kuşaklararası kapalı kapıların, örtük perdelerin bir adım ötesinde, içine kapalı ailenin dışına karşı örülen duvarlar var bir de. ‘Aile sırrı’ denen şeyler esas bu ailenin dışarıyla ilişkisinde geçirgen olmayı reddeden yapısından kaynaklanıyor.
Bizler ölümü düşünmekten özgürleştik. Ölümü ardımızda bıraktık; korkularımıza dokunacak yakınlıktayız ama bedenin sıcaklığıyla onların da önünden koşuyoruz.
“Hayatım boyunca, ara ara herkesten , her şeyden kaçma düşü kurmama rağmen evden ilk ve tek kaçışım sekiz yaşımdayken olmuştu.”
Filmde toplumun baskısına ya da kendi iç sesiyle yaşadığı tartışmaya rağmen Nana’nın bir çıkmaza saplanmadan, ya da bir sanat eserinde nesneleşmeden özgür olabileceği gerçeği atlanır.
Varoluşun belirsizliği, insanın sabit bir özne olmadığını, kiminle veya neyle karşı karşıya geldiğine bağlı olarak başka bir “şey” de olabileceğini kabul etmesi anlamına gelir.
Eşyalarımız, ideolojilerimiz. Eşyalarımız, uzuvlarımız.
Metin Erksan, 3 Temmuz 1990, Cumhuriyet.
Benim seçtiğim tutukluluk, yine de özgürlük demektir.
Çilem Doğan artık özgür. Peki, şu aralar nasıl hissediyor, neler yapıyor, kendisine sorduk.
İki yan apartmanımızda oturan arkadaşım Özden’le sabah hava aydınlanırken ve yetişkinler hala uyurken evlerimizden çıkıp, köşenin başında buluşacak, el ele tutuşup sadece çocukların yaşadığı bir yere gidecektik.