Yolun sonunda görüşürüz.
Halil İnalcık’ın ölümü, bir bilginin peşinde yıllarca koşmanın ne olduğunu hatırlatmalı bize.
Benim yüzümden, benim yüzümden öldürdü kendini. Sevinmeli miyim üzülmeli miyim? Seviniyorum, demek babam beni seviyordu, bana değer veriyordu ve sonunda pişman oldu.
Gerçek ile sanal hayatın kesiştiği noktada ortaya çıkan garabetlerden sadece biri.
Brooklyn’deki bu mezarlığa da bunun için gelmiştim zaten; kendi ülkemden bildiğim bu gelenek Amerika’ya kadar gelmiş mi diye gözümle görmek için. Gelmiş.
Hiçbir zaman uzak bir anı, acı bir tecrübe haline gelmesin bu yaşananlar. Tanıklarının yazdıklarını bir arada tutalım.
“İşte edebiyat böyle zamanlarda yetişiyor. Başucumuzda, nice yutturulmuş yalanları, ‘dünyanın kanunu bu’ senaryolarını yere seren onlarca hikayeyle güç buluyor, içimizi temizliyor.”
Tezer Özlü’nün “Yeryüzüne Dayanabilmek İçin” başlıklı kitabı onun değişik süreli yayınlarda çıkan yazılarından bir derleme. Ocak 2014’te yayınlanan kitap, Tezer Özlü okumamış olanlar için iyi bir başlangıç.