Dünyayı değiştirebileceğimizi düşündük. Şimdi biliyoruz ki bu his bize has değildi, biliyoruz ki her devrim anı açık aşikar bir kaderin nabzıyla akar. Bugün her şey ne kadar farklı geliyor. İnandığımız şeyleri gömmeyeceğim, ama o his -gençliğin iyimserliği? saflık? idealizm? aptallık? – artık tamamen ve geri dönüşsüz şekilde ölü.
Tüm üzücü haberlere rağmen kadınlar Tahrir’e veya saraya yürümekten vazgeçmiyorlar.