Fıtrat”ı kısıtlı ve “kader”i şiddet ve ölüm olarak belirlenmiş biz kadınlar, kendi belirlediğimiz geleceklere doğru yürümeye, yürümemizi engelleyenlere karşı çıkmaya ve başka yollar yaratmaya devam ediyoruz ve edeceğiz.
Artık eşcinsel evliliklerin yasal olduğu ülkede kürtaja ilişkin yasaklar sürüyor.
Kürtaj gemisi, güvenli kürtaj koşullarına erişimin kısıtlı olduğu ülkelere gidip, buradaki kadınları uluslarası sulara çıkararak bu hizmeti yasal çerçeveler içinde kadınlara sunmayı hedefliyor.
Bunlar farazi hikayeler değil, peki ya şöyle olsa kabul eder misinli felsefi sorular değil. Bunlar kürtaj yaptırmak isteyen ama seçimleri hiçe sayılıp hayatları mahvedilen gerçek kadınlar.
Doktorun beni gördüğünde düzgün biri olduğumu düşünmesini istiyordum, kötü biri değil.
Tıbbın babası Hipokrat’ın da kürtaja karşı olduğu ortaya çıkmış…mış..mış…
Kürtajın, narkoz, sakinleştirici, hatta ağrı kesici bile verilmeden yapılmasını, devletin kadınları bir tür “cezalandırma” şekli olduğunu düşünüyorum.
Yakın bir arkadaş, isminin yayınlanmasını istemeyen bir kadın, çok yakın zamanda yaşadığı düşük yapma tecrübesini, bunun kültürel karşılıklarını, yas tutmayı, tutamamayı anlattı.
Biz, bayanlar olarak bajingo sözcüğünü yayabilirsek, Arınç ve diğer baylar da geceleri rahat uyuyabilir, kadınların aslında vajinaları olmadığı hayaliyle mutlu olabilirler.
“Falanca yerdeki ilk filanca oldu” gibi tek bir cümleyle özetleyip geçebildiğimiz her bir olayın ardında onca ter, (bazen) kan, gözyaşı ve en nihayetinde ilham verici bir şeyler var. ABD’de 6 Kasım’da yapılan seçimler de kadınları ve azınlıkları ilgilendiren böyle ilklerle sonuçlandı. ABD seçimleri herhalde dünya nüfusunun en yakından takip ettiği seçim. ABD’nin dışarıda ne […]