Kadınların yaşam öykülerini dinlemek, bizim için asla sadece ampirik bir veri taraması, kayıtsız bir gözden geçirme değildi, olamazdı.
Oraya Kendimi Koydum’da erkeklikle kadınlık, insanlıkla kadınlık, içerikle biçim arasındaki ipleri esnetmeye, uzatmaya, sarıp yumak yapmaya, çeşit çeşit örmeye ve keyfimiz öyle istediğinde kesmeye kalkışmışız gibi görünüyor.
Ne yapacağız? Çırılçıplak kalarak yazacağız. Uzlaşmayacağız. Yazıyla personalar inşa etmeye değil huzurbozmaya, rahat kaçırmaya, tedirgin etmeye çalışacağız.
Ailelerin beyaz yakalı çocukları olarak bizden beklenen hata yapmama, ailenin adını çıkarmama misyonunu da bir plaza çalışanı gibi görev edinmiş olmak, kendin olmayı ertelemek ve kendin olmayı belki de hiç başaramamak bizi, sırlarımızın sigortasız çalışan işçileri haline getiriyor.