İskele ve ‘Evini yık, ondan bir tekne yap ve hayat kurtar’ adlı işler 6-7 Eylül’de evini terk etmek zorunda kalanların çıktığı bilinmeyen yolculuğa bakıyor.
Bazı kimseler için Hıdırellez tek gün olsa da, Hızır u İlyas’ı anmaya doyamayanlarımız için şu vakitler Kutlu Hıdırellez günleridir. Ve Hıdırellez günü, sadece Ahırkapı’da değil aslında İstanbul’un her tarafındadır.
İstanbul’daki vahşi kentsel dönüşüm üzerinden çarpık ulusal politikaların ve muktedir olanın yereldeki tezahürleri, sermaye ağları, yeni orta sınıf, güvencesiz iş koşulları ve yerinden edilenler anlatılıyor.
Bu sabah saat 10 sularında Caddebostan’da bir sokakta inşaatta çalışan bir vinç sokağı aşarak karşı taraftaki apartmana tosladı.
Kadın olarak saygı görebilmem için o dolmuşa topuklu ayakkabılarla değil, büyük karnımla ve ördek yürüyüşümle binmem gerektiği acı gerçeğini görmüş oldum.
Atina’dan İstanbul’a, kentini savunan insanlar aynı dilde direniyor.
“Biz kazandık” diyebilir sağlam irade, ama esas kazananın gıdım gıdım, dişini tırnağına takarak ilerleyen hak mücadelesi olduğunu iyi biliriz biz!
“20 Dolar 20 Kilo” sergisi sürgün mağdurlarıyla gerçekleştirilen görüşmelerin ses kayıtları, fotoğraflar, video ve gazete kupürleriyle 1964 Rum Sürgünü’nü tartışmaya açıyor.
Bu heykeli göreniniz var mı? Bakınca ayak parmaklarınızdan başlayıp bedeninizden yukarı doğru çıkan bir sıcaklık hissediyorsunuz değil mi? Zihniniz yavaş yavaş ele geçiriliyor…
Kusuruma bakmayınız ama inanmak elimden gelmiyor mozaik pasta tadındaki çocukluğunuza. O pasta gerçekten pasta olaydı bugün hep beraber yiyor olurduk.