Devletin nasıl ki nefret suçunu cezasız bırakmamak gibi bir pozitif yükümlülüğü varsa, nefret söyleminin kamusallaşmasını engellemek gibi bir negatif yükümlülüğü de var.
Sonuç ne olursa olsun aşırı sağın yükseldiği bir toplumda; HÜDA PAR’a ve Cumhur İttifakı’na katılma şartı 6284’ün yürürlükten kaldırılması olan Yeniden Refah Partisi’ne karşı en çok Kürtler, kadın ve LGBTİ+’lar, mülteciler ve hayvanlar için mücadeleye sıkı sıkıya sarılmamız ve bu kuşatmayı dağıtmamız gerekiyor.
Son yirmi yılda yapılan, restore edilen ve dönüştürülen camilerdeki mekânsal düzenlemeler, insanların dinlenebilmesine veya birlikte vakit geçirebilmesine olanak sağlamıyor. Bilinçsizlikten ya da liyakatsizlikten yapılmıyor bu; planlı ve sistemli.
IŞİD’e karşı tutum alması için AKP hükümetine yönelik gerçekleşen gösteriler bir anda Kürt hareketi, Hüda-Par, ülkücü çatışması olarak tebarüz etti. Bu çatışma ortamında da AKP muhatap olmaktan sıyrılıp nizamı sağlamaya çalışan “devlet” görümüne büründü.
Artık alıştığımız üzere medyanın her türlüsünden süregelen bir bilgi yağmuru altındayız, ama bilgi kelimesi sık sık tırnak içinde. Siz de nereye bakacağınızı şaşırdıysanız, burada kendi aramızda paylaşıp tartıştığımız bazı kaynaklar var.