Dogo, 6 Şubat depremleri olduğunda Hatay, Samandağ’da yaşayan, iki çocuk ve biri kadın, diğeri erkek, iki yetişkinle birlikte yaşayan, 6 aylık bir köpek. Yaşadığı apartmanın enkazından canlı çıkmış 4 candan biri.
Depremin yalnız insanlar için değil tüm canlılar için yıkıcı etkilerini ve sonrasını Dört Ayaklı Şehir: Kent, Doğa, Hayvan Çalışmaları Derneği’nden Mine Yıldırım ile konuşuyoruz.
14 Mayıs’taki seçimde açık bir şekilde kadın ve LGBTİ+ düşmanlığı üzerinden enerjisini depolayan bir ittifakla karşı karşıyayız.
Bizim tüm hayvanlar olarak birlikte kazanmaya ihtiyacımız var, kimsenin üstüne basmadan, ezmeden, dilimizde aşağılamadan. Bu da birlikte yaşayabilmek anlamına geliyor. Biz bunu Gezi’de deneyimledik.
“Feminist, kuir ve vegan politikaların üçü de işlerimde samimi bir biçimde buluşuyor. Üçünün ortaklığı bedene müdahale ve sömürüden geçiyor.”
İnsan harici tüm hayvanlar, çeşitliliğini hayal etmesi dahi zor sömürü biçimleri göz önüne alındığında çoğa ayrılır. Hayvan hakları savunucuları olarak taleplerimiz açık; “eşit, adil, yaşanabilir bir dünya için Hayvan Hakları!”
İnsan-merkezcilik iki ucu keskin bir bıçak. Büyük çiçek salgınları sonrası karantina dünyasının gelmeyeceğini sanan, İkinci Dünya Savaşı sonrası kamp toplumunun tekrar etmeyeceğine inanan insanlar karantina ve kamp arasında yaşıyorlar.
Kaplanların öyle muazzam bir cazibesi var ki insanlar onların yanındayken kendilerinden geçiyorlar. Ama bu yakınlığı arzulayan biziz, kaplanlar değil.
Barışın tabakta, hatta tohumda başladığını söylüyoruz.
Bir kediye yuva sağlamak, onun cinselliği ve anneliği konusunda karar merci olma hakkı verir mi?