Gayya kuyusu gibi bir bürokrasinin, sizi dışına atmak için uğraşan bir sistemin içinde en ufak dertler bile rüyalara girecek derecede karmaşıklaşıp zihni bulandırıyor. Birçok konuda olduğu gibi burada da toplumsal yapının üst-orta katmanlarında değilseniz, ya da oraya çıkan asansörde, gitmek ne bir başarı hikâyesi ne de bir kurtuluş oluyor.
Niye burdasın? Bilmem. Sizin ülkedekiler birbirini öldürüp duruyormuş, ha? Bilmiyorum. Müslüman falan mısın? Bilmem. Vampir misin yoksa? Bilmiyorum. Ne zamandır burdasın? Neden burdasın?
Ermenilerin, özellikle Ermeni kadın ve çocukların hareketi ve belgenin, fotoğrafın hareketi birbirini nasıl etkiliyor, nerelerde kesişiyor, birbirini nasıl kısıtlıyor ya da özgürleştiriyor?
‘Canı çekerken’ zihninin kordon bağlarıyla hem geçmişe hem de fena halde şimdiye, önündeki tabaktaki yemeğe bağlanacaktı.
Asya ve Pasifik ülkelerinde yaklaşık 21 milyon kişi ev işçisi olarak çalışıyor.
Daha iyi eğitim, daha iyi iş imkanları, bulunduğun yerde daha mutlu olabilmek, çatışmasız/savaşsız bir yerde yaşama arzusu…