Gezi, işgal, nöbet gibi eylem repertuarları, eylem alanlarında örgütlenen gündelik yaşantıyla farklı bir mekânsallık oluşturuyor. Özel ve kamusal ayrımının yok edildiği kolektif bir “yuva”ya dönüşüyor.
Bizim tüm hayvanlar olarak birlikte kazanmaya ihtiyacımız var, kimsenin üstüne basmadan, ezmeden, dilimizde aşağılamadan. Bu da birlikte yaşayabilmek anlamına geliyor. Biz bunu Gezi’de deneyimledik.
Yüz binlerce insanın birlikte yarattığı bir direniş hükümeti devirmeye kalkışmak diye bir suça çevrildi önce, sonra da yedi kişinin omuzlarına yüklendi.
her kadın feminizmin derdi, her erkek feminizmin hedefi. ama bu, politik kimlikleri yok saymak anlamına gelmiyor. her kadının yanında olmak her kadınla yan yana durmak anlamına gelmiyor.
“Ve sonsuz sevinç taşıyan bir çığlıktır / Bir suyun bir başka suya karışması”
Tek bir ağacın kıymetini bilenlere, gölgesinde yan yana serilenlere…
Aklınızda en çok yer eden Gezi fotoğrafı hangisi?
Hiçbir şey satın almadan ne kadar yaşayabilirsiniz?
Ağaçları, bankları, heykelleri sokakları iplerle oya gibi işleyen bir mücadele, direniş biçimi: “Yarnstorming,” yani ipliklemek.
Gezi şehitlerinin hepsinin (veya biri hariç hepsinin) Alevî olması nasıl anlaşılmalı?