Bu seyahatten dönülecekse de bu ailenin bir daha bir araya gelmeyeceği kesinleşmiştir.
Keiko, son kertede evlenip bir yuva kurarak ailesinin gözüne giremese de, sistemin kusursuz işleyen çarklarının birinin içinde, süpermarkette, güven buluyor, razı oluyor ve zamanımızın sık tekrarlanan ifadesiyle iyi hissediyor.
İnsan aklı ve tahakkümüne göre işleyen bütün kurumlarca katildir Janina. Canlıların yaşama hakkını savunan ekofeminist bir perspektife göreyse bir halk kahramanı.
Kendi hayal kırıklıklarımı ve ketumluğumu da işin içine katarak sormadan edemiyorum: Yanında durabilmek için size nasıl bir Venüs lazım?
Arendt’in “korkunç olanın sadece saçma değil, düpedüz komik de olabileceğini anlayacak kadar aklı başında” olmak gerektiğini yazdığı zamandan yarım yüzyıl sonra…
Sinema dokunur ve bu dokunuş her zaman şefkatli, sıcak, imkân dolu olmayabilir.
Birine bir şey bahşetmeden, onun talebini, zevklerini, acısını ya da kaybını, her ne ise ele geçirmeden, onun başkalığını yiyip yutmadan, onunla birlikte…
Jeanne pişirir, temizler, alışverişe gider.
Bu haftanın fragmanı Lusin Dink’in Saroyan Ülkesi.