Aslolan normları, diskurları ve “gerçek” İslamları çarpıştırmak değil hayatlarımızın ipini elimize almak ise daha az fıkıh konuşup daha çok kadınlık deneyimlerimizi konuşmamız gerekmez mi?
Livata üzerine yapılan her bir hukuki yorumun kendi tarihsel bağlamı içerisinde anlaşılması gerekir.
Ortaçağ bağlamında hukukun nezdinde livata yapan birey kategorisi “eşcinsel” erkek tipinden çok “isyankar insan” kategorisi içerisinde sınıflandırılıyordu.
Çağlar boyunca İslam Hukukçuları nezdinde önemli bir tartışma konusu olan livata’nın cezai yaptırımı üzerine yazılanlar, cinsel kültür ve hukuk kültürüne dair kavramların tarihsel değişimine tanıklık etmemizi sağlıyor.