Diyarbakır’da yağmurlu bir gün. Sokakta satıcı olan ve ortak noktaları geçim sıkıntısı, mutsuz evlilikler ve şiddet olan beş kadından birinin “Benim 8 çocuğum var kocamın dudağı dudağıma değmedi’’ demesiyle öpüşemeyen, el ele tutuşmayan bir kuşağın masasına konuk oluyoruz.
Müzelere pek meraklı biri değilim. Cis-heteronormatif beyaz erkeğin sanat yapıtına karşı ilgisizliğim ve uçuk giriş ücretleri elbette bu durumun başlıca sebeplerinden. Oysa kapalı mekanların, yani giriş-çıkış kapısı olan yerlerin aksine sokak, üretimleriyle sizi bir anda yakalayabiliyor. Feminist bir yaşam sürmek kitabında Sara Ahmed’in söylediği gibi, eğer bir kapı varsa, kapı bekçilerinden de bahsedebiliriz. Bu açıdan grafitinin bekçisiz bir sanat olduğu kanısındayım. Grafitiye dair ilgimin yoğunlaşmasında Seyit Aytekin ile sohbetlerimiz etkili oldu.
Yazar Annie Ernaux ve yönetmen Céline Sciamma: İkisinin de eserleri toplumsal normların ağırlığının yanında, arzunun özgürleştirici gücüne de ışık tutuyor. Feminist olduklarını açıkça beyan eden iki sanatçı da kendilerini tamamen yaşadıkları zamanın mücadelelerine adamış durumda.
Lorde’un zamansız ve ebedi sesi, nefesi bizimle olsun. Zihni uyanık tutuyor çünkü. Bahisdışı Kız Kardeş bitmez tükenmez bahislerin, her türden direnişin ilhamı olsun.
“Kitabın mutfağında Audre de bizimle beraberdi hep. Bize ses verdi, yanıt verdi, cesaret ve güvenimizi perçinledi. Tüm bu süreç kolektif olmasının yanı sıra aslında bir deneyimleme süreciydi. İyi-kötü, doğru-yanlışın ötesinde bir ilişkilenme biçimi…”
Yaptığım şey edebiyata, edebiyat metinlerine kulak vererek çalışmanın yöntemini şekillendirmek oldu. Kadınların hikâyelerinin bana bir yol çizmesini istedim.
Kapitalizm ekofeminizmi en politik, en yıkıcı ve en küreselleşme karşıtı unsurlarından arındırarak sterilleştirmeye çalışıyor.
Hissizleşmek, ara vermek, düşünmemek. Uyandığında bir şeylerin değişebileceğine inanmak, uykunun dayanmayı, direnmeyi kolaylaştıracağına inanmak. Bir kaçış, bir nefes gibi uyku
Modern çağda da kadınların deneyim hafızası erkeklerin kadınlara dair üretip durdukları bilgiler ve telkinlerle mi oluşacak?