“Tarih alanında kadın dayanışması sadece kadın tarihçilerin çalışmalarını bu alanda görünür kılmakla ilgili değil, tarihçiliği toplumsal ve çok disiplinli bir anlayışla dönüştürmek için de anlamlı.”
Osmanlı İmparatorluğu’ndan Türkiye Cumhuriyetine müzik tarihinde 3 bestekar kadın: Leyla Saz Hanımefendi, Yüksel Koptagel ve Nazife Aral Güran.
Bedenim gerek yazınsallığın gerekse fizikselliğin ön planda olduğu mekânlarda yolunu bulduğunda anladım ki farklı bedenler ve dahi farklı topluluklar ve anlatılar doğada var olmanın farklı yollarını bulageldi.
Halide Edib’in kırılmış bir kadınlığın içinden, duyuşun tazyikiyle yazdığı mensur şiirleri, “kadınlığın biçareliği” ile yaşamsal ve yazınsal mücadelesine ışık tutuyor.
Arkeolojinin feminizmle, feminist teori ve politikayla ilişkisi nedir? Dünyada ve Türkiye’de arkeoloji alanının toplumsal cinsiyet dinamiklerine bir bakış…
Feminist tarihçilik, soruları bastırmadan, cevapları susturmadan, Ermeni kadınların Türkiye’de müzikal hayatta ve onun anlatısında var olma koşullarını veya yokluklarının nedenlerini anlayarak, daha bütünlüklü, ilişkisel ve eleştirel bir geçmiş anlayışı oluşturmayı gerektiriyor.