Kadınların Geçiş Yaralarından Medeni Kanun’a Bakmak

Batılı yasaların köksüz olduğuna, Medeni Kanun’un bu topluma yabancı olduğuna, İstanbul Sözleşmesi’nin yerli olmadığına dair kurulan o anlatı, henüz en başından çatlamaya mahkumdur.

Kadınlar, Hukuku Nasıl Hayatta Kalma Stratejilerine Dönüştürdüler? 16. Yüzyıldan Bugüne Şikâyet Defterlerinde Kadınlar

Bugün Medeni Kanun’u, tekil bir perspektiften, sadece çokeşlilik ve nafaka meselesiyle tartışıyoruz. Tartışmayı yürütürken, siyasal iktidarın kültürel kodlarının sesini çok sık duyuyor, medeni hakların bu toplumun kadınları için fazla ve bol olduğuna dair eksik ve yanlış anlatıya maruz kalıyoruz. Halbuki bakmamız gereken yer, bu hakları kazandığımız kadın mücadelesi olduğu kadar, bu hakların hiçbiri kayıt altında değilken ve devlet bütün kurum, kuruluş ve görevlileriyle kadınların üstüne gelirken dahi kadınların aynı haklar için verdikleri tekil mücadeleler.

Vazgeçmiyoruz!

İstanbul Sözleşmesi’nden vazgeçmedik, zira o siyasi iktidarlar, yasakoyucular tarafından “bildirilen” bir metin olduğu kadar, istisnaî bedellerle ele geçirilen bir hak metnidir de.

Elit İşcan: Mücadeleden vazgeçmeyi bir an bile düşünmüyorum!

Cinsel saldırı suçundan Efecan Şenolsun’a açtığı davanın gidişatını Elit İşcan ve avukatı Meriç Eyüboğlu ile konuştuk.

Annemin Maskesi, Sakladığı Çehresi

Yanındayız Berfin. Yanındayız anne. Düşseniz de kalksanız da yanınızdayız. Koşulsuz, şartsız yanınızdayız.

İçimde bir şeyler eriyor…

Tek bir ağacın kıymetini bilenlere, gölgesinde yan yana serilenlere…

“Konuşabilme gücümü, #metoo ile benden önce konuşmuş tüm kadınlara borçluyum.”

Adèle Haenel 12 yaşından 15 yaşına kadar yönetmen Christophe Ruggia tarafından düzenli olarak cinsel saldırıya maruz kaldığını açıkladı.

Pin It on Pinterest