Takvimi yeniden yazabilen bir oyunsu zamanın kıyısında çocuklara daha dikkatli bakmalı. Çünkü çocuklar, korkunç Allahım!
Bir kadın tarafından yazılmış ilk Türkçe roman olan Aşk-ı Vatan (1877), vatan hasretini kadınlar arası deneyim aktarımıyla işlerken, bir yandan çoğul vatanseverliklere de izin veriyor.
Yaşar Kemal, 1962’de sormuş: Ben sevgiden, sevinçten söz açmak istemez miyim, delice, çılgınca, içim taşa taşa, bir sevinçten söz açmak istemez miyim?
Polat Alemdar’dan Behzat Ç’ye, Deliyürek’ten Emrah Serbes’e ve tabi ki Recep Tayyip Erdoğan’a…
Düşünsenize bir kadın onlarla sevişmek istiyor diye korkudan ağacın dallarına tünemiş iki erkek kardeş, üstelik iki büyük memleketin sultanı iki erkek kardeş: Şehriyar ve Şahzaman.
Öğrencilerinin çıkardığı Tavuskuşu adlı fanzin sebebiyle Notre Dame de Sion lisesindeki işinden olan edebiyat hocası Melike Koçak’ı öğrencilerinden dinliyoruz.
4 Temmuz, Tomris Uyar’ın ölüm günüydü.
1909’da Ermenice yazılmış bir mektup, önce Osmanlı Türkçesine çevrilir, sonra “Tanin” gazetesine yollanır. Mektubun alıcısı: Halide Edip, yazarı Sırpuhi Markaryan.
Elli liralık banknotların arkasında yer alan bir imge olarak Fatma Aliye figürü zamanımızın (sözel) ekonomisinde tedavüle girmiş bulunmakta. Ancak Fatma Aliye’nin modern Osmanlı edebiyat alanına dahil oluşu çok daha meşakkatli.