Her katre ki yere düşer, tohumdur, ondan yeni kinler canlanır. Başkoca keşmekeşin simsarıdır. Her sabah taze kinler eker, akşama felaketler biçer; şöyle ki tebaası boş kalmaya, daima can derdine düşe.
Tamamen dönüşüm arzusuyla ilgili bir The Matrix düşüncemiz vardı ama bu düşünce henüz açılmamış olmanın verdiği gizli bir bakış açısından geliyordu.
Madem her nesne dönüşür durur, yani omnia mutantur, tabağındaki aşın da önceki hâli meçhuldür.
Dil, altında fokur fokur kaynayan kozmik ayrımsızlığın titreşimini de, bu ayrımsızlık karşısında duyulan ilkel dehşeti de, bu dehşeti ehlileştirmeye yönelik yasa-mantık koyucu buyruğu da bağrında taşıyor.
Ama rüyada o geçmiş kıyafetlerini giymek istemeyen, o geçmiş yüklü odadan da evden de çekip gitmek isteyen ben değil miydim?