Neoliberalizmin yükselişiyle eş zamanlı olarak biyopolitika taktikleri de piyasa gerekleriyle buluşuyor aynı dönemde. Kadın bedeni fit olmanın, haz duymanın ve doğum kontrolünün de nesnesi olarak özerkleşiyor. Özellikle de gösteri işinde.
Arkadaşımın erkek kardeşi evlenirken annesi ona yaklaşmış ve sesini alçaltarak 30’lu yaşlarındaki müstakbel gelinleri acaba yumurta dondurmayı düşünür mü diye sormuş.
2002-2018 yılları arasında Hükümetin kadın bedeni üzerinden yürüttüğü biyopolitikalara bakalım.
Üç kuşak kadının kendileriyle ve birbirleriyle olan ilişkileri bir armut ağacının çevresinde örülüyor.
Tek başına anne olmakla hiç olmamak arasında seçim yapmaya uğraşan bir kadına tavsiye.
Her güne bir yumurta… Kötü zamanlar dostlar… Çok kötü zamanlar!
Yumurtalarını bağışlayacak 25 yaşından gün almamış, atletik yapılı, neşeli, sağlıklı, SAT puanı 1400’ün boyu 1.70’in altında olmayan, Ivy League mezunu ya da öğrencisi beyaz Amerikalılar aranıyor.