Devletin nasıl ki nefret suçunu cezasız bırakmamak gibi bir pozitif yükümlülüğü varsa, nefret söyleminin kamusallaşmasını engellemek gibi bir negatif yükümlülüğü de var.
Son yirmi yılda yapılan, restore edilen ve dönüştürülen camilerdeki mekânsal düzenlemeler, insanların dinlenebilmesine veya birlikte vakit geçirebilmesine olanak sağlamıyor. Bilinçsizlikten ya da liyakatsizlikten yapılmıyor bu; planlı ve sistemli.
Sayıları tedricen artan, mezkur Rabia Mescidi’nin de olduğu gibi “şamil camiler” egemen din sınıfını korkutuyor.
Ne kadar düşünürsem düşüneyim bir insanın nasıl hem Müslüman hem homofobik olabildiğini bir türlü anlayamıyorum