Yıkılsın bu düzen diyorsak eğer, işimiz kuracağımız “başka bir alemi” hayal etmek, yeni dünyamızın kurumlarını tanımlamak üzere tartışmak, bunları adım adım tasarlamak ve kadük kolektif tahayyüllerimizi tam da buradan örgütlemek değil mi?
Zaten yasal hakkım olan şeye ulaşmış olmak mutluluk ve rahatlama nedeni olmamalıydı, ama ilk hissettiğim duyguların bunlar olduğunu hatırlıyorum.
Alzheimer’la çocuk olan anneler, anne olan çocuklar için bir hikaye.
Yazları dükkan önünde çekirdek, yatır muhabbetleri, kışları, soba üstünde çayın fokurtusu, mandalinanın kokusu… Ne kadar “övsen” de yoksulluk işte!
“Sıradana, tecrübe edilmişe dönmekten çok korkuyorum çünkü.”
Feryal, çok haklısın. BURASI ERKEKLERİN DÜNYASI.
Avrupa’da istenmeyen gebeliklerin yüzde yetmişi cerrahi değil, kimyasal müdahaleyle, yani bildiğimiz haplarla sonlandırılıyor.
Herkesin işinin belli sınırlarla ayrıldığı bir fabrikanın çarklarından biri olmuştum.