Ben, ailesiyle neredeyse hiç ilişkisi olmayan, yolu hiç tarikatlerden geçmemiş Müslüman bir kadın olarak bu kadar zorluk yaşıyorsam, bu kadınların feminizmin gerçek birer öznesi olması için atmamız gereken çokça adım var. Bu adımların aciliyetine, Türkiye’nin geleceğine ve gerçek bir “helalleşme” yaşamayı sağlayacak zemini kurmamız gerektiğine inanan feministler, oralarda mısınız?
Belli ki, teknoloji bir felsefi problemi daha çözmüştü.
Yalnızlığın başörtülü ve başörtüsüz halleri…
“Zaten müslüman bir kadın bu şekilde giyinip konuşmazdı.”
Dinim ve ailem saçımın görünmesini yasaklıyor, devletim saçımı görmeyi eğitim almam için zorunlu tutuyordu.
Anlamamakla barışarak, kadınların iradelerine saygı duyabilirim, gerektiği yerde samimiyetle dayanışabilirim. Fakat yapamıyorum. Dayanışıyorum, destekliyorum, ama ne samimiyim, ne de içim rahat.
“Gölge Hamdiye” yazısı şimdiden 5Harfliler’de 2015’in en çok tıklananları arasına girdi. Bu yazı neden bu kadar çok paylaşılıyor?
Yeni yılın ilk bebeği haberini gördünüz mü?
Giyim şeklim çalışmak istediğim yayınevinin profiline uymadı ama buna kızamadım çünkü amcam işyerine eleman alırken çalışanının başörtülü olması şartını koyuyor. 8 Martta beni “başörtülü bacı” yaparak elini güçlendirmeye çalışan kadına gücenemedim çünkü eskiden camiye girip namaz kılmadan önce uzun etek+başörtü giyen mini etekli bir kadın görünce nasıl şaşırdığımı ve sevindiğimi hatırladım.
Kadın mücadelesinden, dayanışmadan vazgeçmemeliyiz. Hele de Türkiye’de, hele de şu zamanda. Ama bu tabularla, bu söylenemeyenlerle nasıl olacak?