2016 yazını Kolombiya’nın güneybatısında yerli halkın hikayelerini dinleyerek geçiren ABD’li gazeteci Hanna Wallis, barış referandumu sonucunu 5Harfliler için yazdı: “Hayatım boyunca hiçbir haber kalbimi bu kadar kırmadı.”
12 Eylül’den sonra başlayan Barış Derneği Davası’nın tek kadın sanığıydı Reha İsvan. Tahliyesinden sonra cezaevinde kalanların sesi olmuştu.
Yaygın ve Batılı tıp dili, kansere “savaş”, “yenmek”, “önlemek” gibi savaşçıl sözcüklerle değiniyor. Oysa bence kanser gibi hastalıklar, hasta ve yakınları için pratikte bir mücadeleden ziyade bir “öğrenme”, “alışma” ve “barışma” süreci olarak yaşanıyor.
Klavyelere özgürlük (!) getiren bu paket; kadınlara, Kürtlere, Alevilere, LGBT bireylere, çözüm sürecinin ilerlemesini ve barışın toplumsallaşmasını isteyenlere eşitlik, özgürlük ve demokrasi getirmekten çok ama çok uzaktır.