Kibele Yarman bir hikâye anlatıcısı edasıyla farklı görselleri bir araya getirip onları yapıştırarak ve dikerek birbirine işliyor. Bütünü parçalara ayırıp, o parçalardan yeni bir bütün oluştururken yaptığı oyuncu hamleler göz yanılsamalarına, beklenmedik eşleşmelere ve hayal gücüne alan açıyor.
Ermeni transatlantik göçü üzerine literatürde kadınların özneliğine rastlamak zordur. Amerika’ya göç eden kadınların deneyimi genellikle Dahiliye, Hariciye ve Zaptiye nezaretleri arasında geçen yazışmalarda kaybolur.
Farklı dönemler,benzer hedefler, benzer arzular…
Her yere uzanan, üstü örtük ve meşrulaştırılmış devlet baskısı karşısında dayanışmanın ulusaşırı ve samimi inşası, sömürge karşıtı hareketleri yeşertmek ve sürdürmek için alanlar açabilir. Bize musallat olan hayaletler farkında olmadan bizi bir araya getiriyorlar.
İnsan Helander’in fotoğraflarına şöyle bir göz attı mı, fotoğrafçının kaydını tuttuğu kadınlarla içten bağlar kurmaktan başka bir şeyle ilgilenmediğini hisseder.
Ermenilerin, özellikle Ermeni kadın ve çocukların hareketi ve belgenin, fotoğrafın hareketi birbirini nasıl etkiliyor, nerelerde kesişiyor, birbirini nasıl kısıtlıyor ya da özgürleştiriyor?
2mi3museum projesiyle, insanlara kendi ailesinin arşiviyle nerelere temas edebileceklerini göstermeye çalışıyorum. Ufacık bir arşivin şehir ve kimlik hafızası için işte bu kadar önemli olduğunu vurgulamaya çalışıyorum.
Son aylarda, sessiz ve derinden giderek okuyucularını mest eden bir web sitesi var. Adı Şenlik.
Nilay Örnek’le resimli apartman dedektifliğinden web sitesine uzanan yolculuğu üzerine…
“Her şeyi gördüm” ile “hiçbir şey görmedim” arasında bir yerde durabilmenin olanaklarını araştırmak, bir hakikati işliyor olmanın etik-politik boyutlarını da düşünmek zorunda mı kalacağız?