Kadınlar olarak hepimiz bu işte birlikteyiz diye düşünmeden edemiyorum; dışarıdan gelip içimize süzülen seslere mesafe almalı, bedenlerimizle yapmaya kışkırtıldığımız bu savaşı bitirmeliyiz.
Affedememenin, suçluluğun, öğretilerin, öğretilerden kurtulmanın çetrefilliğinin, cevap aramanın ve cevap bulmanın bir tezahürü The Lost Daughter.
Filmden kareler değil, cümleler yazmak istiyorum: “annem hep bunu yapar…”, “benden utanıyorsun biliyorum”, “çok şanslısın benimki gibi kulakların yok” , “nasıl bir kız annesini tanımaz.“
Suç ortağı kadınların davranışlarını nasıl açıklayacağız?
Mutluluğun ilacı Lustral mi Brintellix mi?