Sansür heyetinin asker, memur, polis gibi sinemayla ilgisi olmayan kişilerden oluşan üyeleri devlet mekanizmasının kendilerine verdiği bu geniş yelpazedeki yasaklamalar zincirini her fırsatta uygulayarak, tadını çıkara çıkara sinemacıları yaşadıklarına pişman ederlerdi.
Gezi, işgal, nöbet gibi eylem repertuarları, eylem alanlarında örgütlenen gündelik yaşantıyla farklı bir mekânsallık oluşturuyor. Özel ve kamusal ayrımının yok edildiği kolektif bir “yuva”ya dönüşüyor.