Tılgadintsi’nin dünyasına yaklaşabilmek için önce onun Harput’un Altın Ovası’ndan silinişinin izini takip etmek gerekiyordu.
Halide Edib’in 1920’lerdeki metinlerinde, Türk edebiyatının Türklüğünü tesis eden birçok başka yazarınkinde olduğu gibi yaldızlı büyük anlatının gerisinde yazının sildiğinin, örttüğünün, karaladığının okunmasını bekleyen bir şeyler var.
Ama rüyada o geçmiş kıyafetlerini giymek istemeyen, o geçmiş yüklü odadan da evden de çekip gitmek isteyen ben değil miydim?
Sessiz bir filmle ve acı dolu anılarıyla “yıldızı parlayan” ancak sonrasında sessiz sedasız yaşayan Arşaluys’un yaşam öyküsü aslında Ermeni halkının yıllara dayanan öyküsüyle paralel.
1909’da Ermenice yazılmış bir mektup, önce Osmanlı Türkçesine çevrilir, sonra “Tanin” gazetesine yollanır. Mektubun alıcısı: Halide Edip, yazarı Sırpuhi Markaryan.
1915’in Şubat ayında, bir caminin avlusunda saklambaç oynayan çocuklar.