Sibel, başka birçok belgesel sinemacı gibi, başından beri “ötekiyi” seyretmeyi ya da seyrettirmeyi değil, anlamayı seçti. Belki de o yüzden eli herkese değdi.
İki kişilik tekneyle minik minik açılıyoruz, Haliç’in etrafında oturan türlü çeşit yaştaki erkekten sesler geliyor: “Kızlar batarsınız, açılmayın açılmayın. Bak şimdi nasıl ters dönecekler, tiplere bak.”