Merhaba ve mutlu Noeller.
Bu sene siz ve ailenizle konuşabilme imkanına sahip olmaktan onur duyuyorum.
Yakın bir geçmişte, hükümetlerimizin birlikte çalışarak dünya çapında bir toplu takip sistemi yaratıp yaptığımız her şeyi izlediğini öğrendik.
Büyük Britanyalı George Orwell bizi bu türden bilginin tehlikelerine karşı uyarmıştı. Kendisinin kitabındaki bilgi toplama yöntemleri -mikrofonlar ve video kameralar, bizi izleyen TVler- bugünkü imkanlara kıyasla hiçbir şey. Bizi gittiğimiz her yerde takip eden sensörleri cebimizde taşıyoruz.
Bunun ortalama bir insanın mahremiyeti için ne anlama geldiğini düşünün. Bugün doğan çocuklar, hiçbir mahremiyet algıları olmadan büyüyecekler. Kendi kendilerine özel bir an yaşamanın -kayda geçmeyen, analizi yapılmayan bir düşüncenin- ne anlama geldiğini asla bilmeyecekler. Sorun da bu, çünkü mahremiyet önemlidir. Mahremiyet bize kim olduğumuza ve kim olmak istediğimize karar verme imkanı sağlar.
Bugün devam eden tartışma, hem bizi çevreleyen teknolojiye, hem de onu düzenleyen devlete ne kadar güvenebileceğimizi belirleyecek. Bir arada, daha iyi bir denge bulabiliriz. Toplu gözetime son verin. Ve devlete, nasıl hissettiğimizi gerçekten bilmek istiyorlarsa, sormanın her zaman casusluk yapmaktan daha ucuza mal olacağını hatırlatın.
Bunu dinleyen herkese teşekkür ederim, ve mutlu Noeller.
Orijinal video:
Ana görsel: Wafaa Bilal’in Üçüncü adlı işinden (2010-11). Bu çalışma için Wafaa Bilal kafasının arkasına ameliyatla bir kamera yerleştirmiş ve 369 gün boyunca durmadan dakika başına bir fotoğraf kaydeden kameranın çektiklerini eşzamanlı olarak internet sitesinden yayınlamıştı.