Geçen şu Günün Görseli için içinde at kelimesi geçen esprili başlık ararken kendi kendime Gökhan Özen’in unutulmaz eseri “Ufak at, ufak at da civcivler yesin” isimli parçasını söylemeye başladım. Bir on dakika “ufakatufakufakatta” bölümünü mırıldandıktan sonra takdir edersiniz ki fazla kaçtı, “Bu şarkı bana bile kötü geliyor, hayrolsun” diyerek ve zihnimden sonsuza kadar silmek niyetiyle parçayı bir de Youtube’da dinlemeye karar verdim. Fakat şarkı için geldim, klip için kaldım. “Ya şimdi nereden çıkartıyosun” diyeceksiniz ama beraber izleyelim, çünkü klipte hayalindeki kadınla tanışmak isteyen erkekler ve genel olarak afetle yaşamı daha iyi öğrenmek isteyen kadınlar için çeşitli dersler var:
Zurna patlamasından sonra bayılıp devam etmediyseniz durumu ben sizin için özetleyeyim.
Aşağıda göreceğiniz üzere Bahtsız Klip Kızı, büyük şehirde bir çok öğrencinin yaptığı gibi Kanal 6 battığında elden düşme aldığı Seç Bakalım yarışma dekorunun içinde yaşamaktadır.
Stüdyo daire biçiminde planladığı karton yuvasını aynı zamanda iç çamaşırı galerisi olarak kullanarak ek gelir sağlar. Fakat bir gün kapı çalar.
Fakat o da ne! Kapının altından… evet bildiniz, üzerinde smiley olan bir ofis tipi zarf gelmiştir.
Merakla zarfı alan KK, açınca içinde Gökhan Özen’in büyük baskı vesikalık resimlerini bulur ve aldığının bir nevi vize başvurusu olduğunu görür. Ama gönül vizesi için! (Çıkıtıss)
Klip Kızı, belki de basireti bağlanarak bu dünyanın en garip dokümanını duvarına asar. Hadise de orada başlar: Çünkü Gökhan Özen bir anda Inkjet fotoğrafında canlanıp, garip hareketler yapmaya başlar. (Harry Potter dünyasını fetheden Türk popçusu) (Ufak at, ufak at da baykuşlar yesin) Burada gerçekten aşılması zor, bir çok sinefili davasından vazgeçirtecek türden, ancak türün meraklılarının katlanabileceği bir antipati fırtınasıyla karşı karşıya kalıyoruz:
Bu esnada da Gökhan Özen şarkıda “Yok ben almam alana da mani olmam” gibi konuyla tamamen alakasız manyak manyak şeyler söylemektedir. O yüzden mi fotokopicide iki saat sıra bekledin de dava dosyası gibi paket hazırladın? Sokakta laf atıp sonra da “Amma da hava yaptın” demenin klip versiyonuyla karşı karşıyayız. Bu felaket şarkı felaket köprüsüne doğru ilerlerken yeşil stüdyosundan olayları değerlendiren Gökhan Özen’in sabrı azalmaktadır… (Neye karşı, bilmiyoruz. “Resim olarak duvara asıldım ama arkasını bulamadım” mı, “Smiley attım geri döndü” mü belli değil)
Bu esnada duvardaki Zümrüt vesikalıkların zamansız ve anlaşılmaz bir sitemkar tavıra geçiş yapması Klip Kızı’nı da yormaya başlamıştır.
Duvarda ise durum kritiktir:
Klip kızı duvarda coştukça coşan, “Yalan aşklardan yorulup dersini alsın / Dilerim ki o taş kalbin kapıma dayansın” biçiminde ağzını acılaştıran fotoğraf karşısında “Çöpe mi atsam, belediyeyi mi arasam?” gibisinden düşünürken en sonunda resmi duvardan söküverir. Ne yalan söyleyeyim klibin bu anlarında nine gibi “Eh be kızım ne bekledin, baştan yapaydın ya kafa ütüledi” demeden duramadım.
Artık burada klibin bitmesine bir on saniye filan kalmış, bir büyük final bekliyoruz ama sürprizli mi olacak, ne olacak belli değil. İşte geliyor. DIN DIN DIN. Klibin son anlarında klip kızı, yerde bir şey farkeder…
Buruşturup attığı Hareketli Gökhan Özen dosyası kımıl kımıl oynamakta, dehşetin bitmediği mesajını vermektedir.
Üzgünüm ama final acele yapılan ilkokul ödevinin son paragrafının tamamen tek bir çizgi olmasına benziyordu. Ne serüven ama değil mi? Yerde de bıcır bıcır oynadı. Susmadı. Çünkü yapısında yoktu. Ve işte böylece klip bitti. Ama öyle yazıların bitmesini beklemeden kalkıp kaçmak yok. (Sakalınızdan utanın ne biçim entelsiniz!)
Tamam şimdi oldu.
FIN