Fotoğraftaki bu karmaşanın sebebi o gördüğünüz kadın. 1967’de Boston Maratonu’nda koşmak isteyen bu kadının adı Katherine Switzer. Göğüs numarası 261.Yarışmaya kaydını K.V. Switzer olarak yaptırıyor, kimse ona cinsiyetini sormuyor. 1967 itibariyle kadınların bu maratonda koşması yasak!
Katherine’nin hemen arkasında onu itmeye çalışan birisi var, onun adı Jock Semple. Maratonu düzenleyenlerden biri. Koşan bir kadın sporcu fark ediliyor tabi bir noktada ve Semple etraftaki gazetecilerin de kışkırtmasıyla Katherine’i itmeye çalışıyor. İtip yarıştan çıkartacak onu. Semple’ın itişlerine karşı durmaya çalışan ve Katherine ile arasına giren adamın adı ise Arnie. Katherine’i yarışmaya katılması için cesaretlendiren, biraz da çalıştıran kişi. En sağdaki ise Katherine’in erkek arkadaşı. Sevgilisini yalnız bırakmamak için orada o gün.
Bu, pek kısa süreli olmayan bir itiş kakış sahnesi aslında. Burada tek bir karesini görüyoruz. Jock Semple’ın bir kadın koşucuya tahammülsüzlüğü ve müdahalesi çok ısrarcı. Fotoğrafta gördüğünüz ve burada saydığım dört kişi arasında tam bir karmaşa çıkıyor. Katherine bir yandan koşarken, bir yandan da arkasında duyduğu seslerden çok korktuğunu hatırlıyor yıllar sonra. Tüm bu karmaşaya rağmen Switzer koşuyu tamamlıyor o gün. New York Times olayı haber yapıyor ama Katherine’nin yarışı tamamladığından bahsetmiyor.
Katherine Switzer’in bu macerasını kısacık yazmıştım yıllar evvel buraya. Boston Maratonu her Nisan ayının üçüncü Pazartesi düzenleniyor. Bu sene de Switzer’in adı geçti basında ve bu fotoğraflar yeniden gündeme geldi. Switzer kayıtlı ilk kadın koşucu değil aslında, kendisinden önce Boston’da koşan başka bir kadın sporcu var ama her ikisinin de başarısı tanınmıyor. Kadınların koşuya resmen kayıt yaptırabilmesi için 1971 senesi beklenecek.
2015 itibariyle Boston Maratonu’nda kayıtlı koşucuların yüzde 46’sı kadın. Yani düşününce, dev bir tarih var kadınların yapamayacağına, yeterince dayanıklı olmadıklarına, ölüp kalacaklarına, fiziksel olarak yetersiz yaratıldıklarından 42 kilometre koşmalarının imkansız olduğuna inanılan. Hep geçtik de, oradan biliyoruz.
